“İmam nikâhını ne sanıyorsunuz siz? Rezalet ruhsatı mı? İmam nikâhı, size nefsinize uyma ruhsatı vermez…” 2014 yılı yapımı polisiye bir filmin (İtirazım var) repliğinden aldım bu cümleleri…
“İmam nikâhı” diye halk arasında bilinen “Dini nikâh” diye de ifade edilen nikâh mevzusuna neden sert bir dalış yaptım? Anlatayım… Memleketin tüm sorunları çözüldü, bir noksan taraf imam nikâhı kaldı, onu da çözelim. Haydi, buyurun…
Kütahya’da tanınan bir kişinin, kamuoyundan habersiz olarak yaşadığı, gizli tutmaya çalıştığı, ancak bunu “İmam nikâhı” adı altında kendince ruhsatlandırdığı bir ilişkisini öğrendim. Bana durumu anlatan kişiye “Ulan ne hovardaymış be” dediğimde “Ya hu bu hovarda değil, imam nikâhlı karısı ile yaşadığı şey” demesin mi?
Hacı-hoca falan değilim de o kadarını bilirim. Nikâhın asıl gayesi ilan etmek, koluna takıp şehrin en işlek yerlerinde arz-ı endam etmek. Düğün dediğin şey millete yedirip içirmek, altın toplamak değil! İnsanların o ilişkiye (evlilik) şahitlik etmesidir. Nikâh herkese ilişkiyi duyurmaktır. Durumu şahitler ile kamuoyuna duyurmaktır.
Ne yapmış bizim uyanık dindar? Gözüne kestirmiş bir hatunu, ilişkisini dindarlığına halel getirmeyecek duruma getirmek için şak, kıymış imam nikâhını. En yakınları dahi bilmiyor. Hele ki evdeki karısı zinhar duymamış. Duysa ne olur bilemem. Kadıncağız kabul de edebilir, etmeye de bilir.
İşin ayıp tarafı şu; insanları bir şekilde kandırmaya yelteniyorsun Hacı Bey, tamam da Allah’ı da kandırmaya cüret ediyorsun. Minnacık aklınla, namussuzluğuna dini bir kılıf arıyorsun, trajikomik bir film gibisin. Halk arasında “Sakalından utan” derler adama. Bir de bunun dindar olmayan versiyonu “çapkınlar” var. Onlar da demiryolunu geçene kadar kimseye bir şey belli etmiyor. Kümbet yol ayrımından itibaren coşuyor. Evdeki karısı bunu iş yapıyor, memlekete hizmet için çalışıyor sanıyor. Vallahi çok yazık. Utanın kendinizden…
Farklı İslami kaynaklardan edindiğim bilgileri sizin için derledim. Nefsine kılıf aramayan, olayın ne olduğunu anlamak isteyen varsa okuyabilir:
Nikâh gibi ciddi bir konuyu gizli kapaklı ya da “iki yalancı şahidin” şahitliğiyle yapan, bunu topluma ilan etmeyen, kaydı kuyudatı olmayan, bu tür bir nikâhla güya vicdanlarını rahatlatan “zavallı kadın ve erkeklerin” sayılarının hızla artıyor oluşu toplumsal ahlâksızlığın ne boyutlara geldiği ortaya seriyor. Şunu net bir şekilde belirtmek gerekir ki, “hukuki geçerliliği ve yaptırımı olan resmi bir nikâh” olmadan, yalnızca “basit bir törenle” ve üstelik “kapalı kapılar ardında” gizlice gerçekleştirilen bir birleşme, “geçerli bir nikâh akdi” sayılamaz. Bu, ancak tarafların kendilerini kandırmasından ibaret bir durumdur. Bu tür bir nikâh, gerçek bir bağlayıcılıktan uzak, yalnızca boş bir tesellidir. Bu bağlamda, böyle bir nikâhla cinsel birliktelik yaşayanların “zina etmiş olduklarını” fark etmeleri gerekir.
İslam anlayışına göre eşinden ve çocuklarından habersiz bir şekilde; anne, baba ve yakın çevreye bilgi vermeden, gizlice ikinci bir kadınla “imam nikâhı adı altında” evlenmek de aynı durumu ifade eder. İlk eşin onayı, rızası ve gönül hoşnutluğu olmaksızın gerçekleştirilen böyle bir nikâhın kesinlikle geçerliliği yoktur.
Nikâhın “dinî” ya da “imam aracılığıyla” yapılan bir türü yoktur. Nikâh, toplumun bilgisine sunulan ve hukuki olarak kayıt altına alınan bir evlilik sözleşmesidir. Asıl önemli olan, bu iki şartın yerine getirilmesidir. Bununla birlikte, nikâhın nerede, nasıl, hangi yöntemlerle, ne tür kıyafetlerle, kaç gün süren bir törenle ve kim tarafından kıyılacağı; ülkeye, coğrafyaya, bölgeye, örf ve adetlere, kültüre ve geleneklere göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, şekil şartlarına odaklanıp işin özünü göz ardı etmek kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Elbette usulün önemi büyüktür; ancak meselenin ruhunu ve özünü devre dışı bırakarak yalnızca şekle bağlanmak, bireyleri ve toplumları yanlış yollara sevk etmiş, hatalı sonuçlara götürmüştür ve gelecekte de bu duruma neden olacaktır…
İyisi mi siz gelin ahlâklı insan olun, iyi insan olun. Öyle olduğunuzda ne halkı ne de Hakk’ı kandırmak için kendinize kılıf aramazsınız. Neden mi? Kandırmak diye bir şey olmaz hayatınızda…
Sevgiyle kalın…
GÜZEL CÜMLELER
Bu hâlleriyle güyâ Allah’a ve iman edenlere oyun ediyorlar. Hâlbuki onlar, sadece kendilerini aldatırlar da, bunun farkına varmazlar. BAKARA-9