Kütahya’ya yüksek hızlı tren neden gelmedi? Kütahya’ya Polis Meslek Yüksek Okulu neden açılmadı? Kütahya’daki Jandarma Er Eğitim Taburu neden taşındı? Kütahya Şehir Hastanesi neden yıllar sonra ite kaka açılabildi? Kütahya-Balıkesir kara yolu 50 yıldır neden bitirilemiyor? Kütahya neden çarpık bir yapılaşmaya sahip? Kütahya köylerinden şehre göç neden durdurulamadı? Kütahya tarım ve hayvancılıkta neden hüsrana uğradı?
Yaz babam yaz! Sabaha kadar yazsam, inanın yazarım. Merhum Ahmet Yaylıoğlu 50 yıl yazdı bunları ve sorunların çözüldüğünü göremeden terk i diyar etti. “Baba aynı şeyleri bıkmadan yazıyorsun. Bunun sebebi nedir?” diye sorduğumda “Oğlum ayının 40 tane hikayesi var, hepsi de ahlat üstüne” derdi.
AK Parti iktidarı süresince, bugüne dek Kütahya’da görev yapmış vekilinden tutun da en alttaki yöneticisine kadar kim varsa alayının vebali var. Muhalefet ettiğini sanan ama hiçbir zaman bunda başarı kaydedemeyen muhalefet partisi yöneticilerinin de kabahati azımsanamaz.
Gazetecilerin, gazetecilik oynayanların, gibiymiş gibi yapanların, kısacası eli kalem tutup da bunları yazıp çizmeyenlerin boynunda büyük bir vebal var. Yazanlara, dik duruş gösterenlere sesimiz çıkmaz, saygı duyarız. Sosyal medyadan bu konulara tepkilerini korkmadan, çekinmeden ortaya koyanlara da boynumuz kıldan ince.
En büyük vebal ise bunları bile bile AK Parti’ye oy verenlerindir. Memleket hak ettiği birçok hizmeti alamadı, aldırılmadı. Bu hâli bile bile hâlâ üstüne alınmıyorlarsa yuh olsun be kardeşim!
Pandemi döneminde yaptığım TV programlarımda da bahsetmiştim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya özelinde bir inceleme yaptırsa ortaya fıkra gibi sonuçlar çıkar. Sayın Erdoğan’ın gündeminde ne kadar bir yerimiz var? Nokta kadar bile yok. Çözüm aranacağına dair içimde nokta kadar bile bir his yok. Herkes kendi koltuğunun, kendi ağalığının peşinde. Feodal yapılar içinde kaybolmamak isteyen koltuk sevdalıları, siyasi burjuva ya da tam adıyla AK Parti Burjuvası’na hizmet etmek için çaba gösteriyor. Rezillik paçamızdan akıyor. Bunları dillendirenler ise ya hain ya da deli ilan edildi.
Kütahya’nın 50 yıllık çözülemeyen sorunu, gelmeyen hızlı treni, açılmayan polis okulu, zar zor açılan şehir hastanesi, koltuk sevdalısı AK Partili için vız gelir, tırıs gider. Yukarısı da bu mevzuları alıp satmaz zaten.
Sevgili dostlar, halkına hizmet etmek istemeyen ama istermiş gibi görünen, son 22 yılın AK Parti görevlilerinin tamamını kınamak ve tarihe not etmek adına bu yazıyı kaleme alıyorum. Sanmayın bu yazımdan utanıp da yukarıda saydığım sorunlar başta olmak üzere Kütahya sorunlarına çare arayacaklar! Adamların umurunda bile değiliz. Allah onları utandırmıyor!
Biz makyavelist olursak, yani ahlaka karşı menfaati önceleyen yaklaşımı benimser isek pek tabii ki oportünist siyasiler ensemizden inmeyecektir. Dön dolaş, yine biz kabahatliyiz…
BENİM ÇİFTÇİM, KÖYLÜM ÖLDÜ!
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in siyasi söylemlerinde diline pelesenk edip “Benim çiftçim, köylüm” vs. dediği kesim vardı ya, işte o artık can çekişmiyor. Hepten bitti, öldü, öldü.
Tarım arazilerini planlı bir şekilde yok etti bu dış güçler! Hayvancılığı sistematik bir elle bitirdi bu dış güçler! Ulan, ne dış güçlermiş be!
Merhum Başbakan Bülent Ecevit ya da halkın verdiği namı ile Kara Oğlan. Bu memlekete Köykent adıyla bir proje hazırlamıştı. Proje, 1978–1979'da Ecevit başkanlığında, CHP iktidarı döneminde Van ve Bolu'da birer köyde uygulanmaya başlamış ama 1979'da CHP'nin iktidardan ayrılması ile sonuçlanamamıştı.
Madem yerli ve milli olduğunuzu iddia ediyorsunuz, buyurun beyler. Hazır proje, geliştirin. 2025’e uyarlayın. Köykent ile köylerimiz, çiftçilerimiz yeniden hayat bulsun. İyi niyetinizi hissettirin. Hele ki Kütahya’da köyler yeniden dolarsa, memleketin her yapı taşı yenilenir. Çarklar farklı dönmeye başlar. Dış güçlere bağlılık mı? Tam bağımsız Türkiye mi? Sizce hangisi?
Sevgiyle kalın…
TEBESSÜM
Bektaşi'ye sormuşlar:
-Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?
-Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.
GÜZEL CÜMLELER
Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama! Fayda görmezse, düşman kesilir sana!