Gölge; saye, karartı, siluet, koyuluk, hayâl, hayâlet, röfle… Saye; gölge, bir nesnenin veya kişinin ışık karşısında oluşturduğu karaltı; koruma, himaye, birinin koruması veya himayesi; emek, çaba… Gölge; bilimsel bir olgu, sanatsal, edebî ve kültürel anlamlar taşıyan bir unsur… Gölge; fiziksel doğası, derin anlamlar yüklü bir sembol… Gölge, hayatımızın ve düşünce dünyamızın önemli bir parçası... Gölge, her zaman aslına sadık kalan yansıma… Gölge, ışık ışınlarının saydam olmayan bir cisim tarafından engellenmesi sonucu ortaya çıkan karanlık alan… Gölge; ışığın, saydam olmayan bir cisimle karşılaştığında, cismin arkasına geçememesi nedeniyle cismin arkasında beliren durum… Tam gölge, yarı gölge… Tam gölge, ışık kaynağından gelen ışınların tamamının cisim tarafından durdurulduğu ve hiçbirinin cismin arkasına geçmediği karanlık hâli… Yarı gölge, ışık kaynağından gelen ışınların bir kısmının cisim tarafından durdurulduğu, bir kısmının cismin arkasına geçebildiği, cismin arkasında kısmen aydınlık ve kısmen karanlık olması ahvâli…  

Gölgenin şekli ve boyutu, ışık kaynağının konumuna ve cismin yapısına bağlı olarak değişmekte… Güneş alçaldıkça gölge uzamakta, ışık kaynağı yükseldikçe gölgeler kısalmakta… Gölge, sanatın ve edebiyatın önemli bir teması… Resim sanatında ışık ve gölge oyunları, derinliğin ve gerçekliliğin önemli teknikleri… Sanatçılar, gölgeyi kullanarak hem fiziksel hem de duygusal derinlikleri ifade etmeye çalışırlar…  Özellikle Barok dönemi ressamları, güçlü ışık ve gölge kontrastlarıyla (görüntü içinde yer alan en parlak alan ile en karanlık bölüm arasındaki farklılıklarıyla) dikkat çeken eserler üretmişler… Caravaggio'nun eserleri, gölge kullanımının dramatik etkisini gözler önüne seren güzel misâller… Carl Jung’un psikoloji alanında geliştirdiği ‘gölge’ kavramı, insanın bilinçaltındaki bastırılmış yönlerini temsil eden figür… Edebiyatta gölge; bilinçaltı, karanlık düşünceler veya gizemli unsurların simgesi…  Edebiyatta gölge; bireyin kabul etmek istemediği, yüzleşmekten kaçındığı yanlarını simgeleyen ve bu yüzden pek çok edebî eserde korku, suçluluk ve içsel çatışmaların bir göstergesi… Gölge; kültürel ve felsefi bir terim olarak, yanılsama ve bilinmezliğin sembolü… Platon'un ünlü ‘Mağara Alegorisi’nde gölge, insanların sınırlı algı dünyasını temsil eden sözcük… Buna göre, mağaradaki insanlar, dış dünyadaki gerçek nesneleri değil, bu nesnelerin mağara duvarına düşen gölgelerini görürler… Bu durum, insanın gerçeği olduğu gibi görememesini ve yalnızca sınırlı bir algı dünyasında yaşadığını anlatır… Birçok doğu kültüründe gölge, ruhun bir yansımasıdır… Japon kültüründe gölge (kage), fiziksel bir fenomen (hâdise) ve geçiciliği, hayatın fâni olduğunun simgesi… Gölge, bizi yakıcı güneşten koruyan bir rahatlama sağlayan bir nimet... Akşamüstü yürüyüşlerinde uzayan gölge, günün sona erdiğinin habercisi… Teknolojide gölge, bilgisayar grafiklerinde ve sanal gerçeklik uygulamalarında, nesnelerin gerçekçi görünmesi için ışık ve gölge hesaplamaları için önemli…  

Gölge (saye) üzerine söylenen sözler, atasözleri… “Gölgenin ardına saklanan ışığı görmez… Gölge, ışıksız olamaz. Işığa dön, gölge kalmaz…” (Hz. Mevlana)… “Gölge ışığın çocuğudur.” (Johann Wolfgang von Goethe)… “Gölge, insanın kendisiyle olan savaşıdır… Güneşe fazla bakarsan gölgelerin büyüdüğünü görürsün…” (Friedrich Nietzsche)… “Bizler gölgeler dünyasında yaşıyoruz ve gerçeklikten sadece gölgeler görüyoruz.” (Platon)… “Düşen her gölge, aslında bir ışığın var olduğunun kanıtıdır.” (Johann Wolfgang von Goethe)… “Hayat, yürüyen bir gölge, zavallı bir oyuncudur; bir saat sahnede boy gösterir, sonra bir daha duyulmaz.” (William Shakespeare)… Gölgesi olmayan bir ışık var mı acaba? Yaşadığımız boyutta, her ışığın bir gölgesi var… Bilmediğimiz boyutlarda gölgeden bahsedebilir miyiz? Sadece gölgeyi kovalamak, gerçeği kaçırmak belki de… Bildiğimiz gerçek ise; gölge olmadan ışığın kıymetinin bilinemeyeceği, insanın kendi gölgesinden kaçamayacağı… Aslında, gölge, ışığın var olduğunun sessiz şahidi… Bu, gölgenin derunî anlamı… En karanlık gölge, en parlak ışıkların habercisi olsa gerek…  Gölgeye takılı kalmak, gölge olarak kalmak demek… Gölgeye takılıp kalanlar, ışığı asla göremezler… Bazen, gölge, hakikati örtmenin de nedeni olabilir… Önemli olan, kendi gölgemizle yüzleşmeden, gerçeği bulamayacağımızı anlayabilmek… Cemal Süreya’nın ‘Gölge Oyunu’ isimli şiirinden bir bölüm: “Gölgelere bak gölgelere… Amma işsiz güçsüz, amma avare… Şarkılara inanıyorlar bütün gün… Hepsi de aynı şarkının insanları… Amma işsiz güçsüz, amma avare...)… Bir insanın gölgesi, onun en dürüst yansıması… Bilindik ‘gölge oyunu’, Karagöz-Hacivat adı ile yaygın olan gölge oyunu… Gölge oyunu, akademik ortamda teknik olarak obje yansıtma tiyatrosu…

Işık olunca, gölgenin mevcut olması çok doğal… İnsanın olduğu her yerde de hep gölge var… Bu, insanın kendisinin başkalarına gölge olması… Bu, insanın birilerine gölge etmesi, birilerinin işlerine engel olması, huzurlarını bozması, rahatsız etmesi demek… Sinoplu, dünyaca ünlü filozof Diyojen ile Büyük İskender arasında geçen meşhur konuşma… Büyük İskender başka insanların kendisinden korkuyla kaçmalarına rağmen hiç istifini bozmadan yerinde durmaya devam eden Diyojen’e  “Sen benim kim olduğumu biliyor musun ?" demiş… Diyojen “Sen benim kölemin kölesisin çünkü dünya benim kölemdir, sen de dünyanın kölesisin.” diyerek cevap vermiş… Diyojen’in bu cevabını çok beğenen Büyük İskender, Diyojen’in kendisinden bir dileği olup olmadığını sormuş… Diyojen’in verdiği cevap müthiş: “Gölge etme, başka ihsan istemem…”… Birilerine yardım etme adına, onların ayaklarına dolanmak, onlara gölge etmek, işgüzarlık… Yapılması gereken, yapabilecek bir şey yoksa eğer, bari onlara gölge etmemek olmalı… Birilerini gölge gibi izlemenin (onları sürekli takip etmenin), onların her adımını gözlemenin âlemi yok… Birilerinin gölge gibi peşinde olmak, zulümlerin en büyüğü… Birilerinin gölgesinde yaşamak (birilerinin himayesinde veya etkisi altında bulunmak) da öyle... Böylelerinin kendilerine ait bir kimlikleri ve karakterleri olmaz, kişilikleri silik olur… Daha kötüsü, insanın gölgesiyle dövüşmesi, kendi kendine düşmanlık etmesi, olmayan bir tehlikeye karşı mücadele vermesi... Kör döğüşü olan hengâmedir bu… Bu; gerçek olmayan, yanıltıcı bir durumun sergilenmesi olan, gölge oyunu… Bir işin altında bir gölge oyunu olabileceği düşünülerek her daim dikkatli olunmalı… Bir işe, olaya, duruma gölge düşürmemek, yanlış anlamaya ve anlaşılmaya mahâl vermemek için de, olumlu yaklaşmak lâzım… Her şeye maydanoz olmamak, gölge etmemek, başkalarına zarar vermemek, işleri zorlaştırmamak lâzım… Bütün bunları yaparken, her yiğidin bir gölgesinin (her insanın bir itibarı, saygınlığı veya ardında bıraktığı bir etkisi) olduğunu bilmek de lâzım… Mâlum, adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu… Kişinin gölgesi, varlığı ya da etkisi, maddî durumu veya görünüşüyle değil, kişiliğiyle ilgili… İnsanın iç dünyasında verdiği mücadele, dışarıya yansıyan görüntüsüyle bağlantılı… Hayatta dengeyi bulmak için hem zorlukları hem güzellikleri kabul etmek mühim… Çoğu zaman karanlığa odaklanırız… Hâlbuki aydınlık hep varken gölgeye, karanlığa takılmak neden? Hele hele gölge tiplerin her konuda uzman olmalarına, kavramların gölgesinde lakırdı etmelerine ne demeli? Fikri, küfür zannedenlerin gölge oyunlarıdır, ona buna laf yetiştirmektir, ahkâm kesmektir, toplumun bir bölümünü dinci ya da laik kesim diye yaftalamaktır, dilli düdük olmaktır bu… Kendileriyle barışık olmayanların, Türklüğü Jön Türklükten ibaret sananların, gerçeklere gölge etmesidir bu… Haddini bilmemezlik illeti, gölge tiplerin idrak edemeyeceği bir maraz maalesef…

Kendi gölgemiz, artı bir değer… Başkalarının gölgesi olmak ya da onların gölgesinde kalmak, eksi durum… Bu, kendi gölgemizle dövüşmenin, dibe vurmanın son noktası… Kendi seçimlerimiz ve davranışlarımız, kendimizle, kendi gölgemizle yüzleşmemiz son derece gereklii… Bize ışık olacak sözün ışığı ve bizdeki izdüşümünün gölgesi: İnsanın, kendi gölgesinin kölesi olmaması ve kendi gölgesini kaybetmemesi için güneşle birlikte yürümesi… Dünya hayatı dediğimiz, ötelerin ötesinin yansıması, gölgesi olsa gerek…  Öze ulaşmanın yolu, enerjiye, enerji kaynağına ulaşabilmeye endeksli… Gölgeden ibaret hayat süren gölge tiplerin bunu anlaması zor tabii… Kolay olan, yan gelip gölgede yatmak… Bu ise, dipsiz kuyu olan gölgede (kara delikte, karanlıkta) iğne aramak misâli... Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…