Hz. Muhammet’in çağlardan çağlara taşınan şu sözleri, “Ben Müslümanım” diyen birine ışık olmalıdır. “Yalan söyleyen Müslüman olamaz…”
O kadar açık bir anlatım ki buna en ufak bir yorum dahi gerekmez. Hâl böyle iken yalanla kendi çıkarlarını sağlayan, menfaatleri için yalanı diline pelesenk eden, hırs ve intikam duygularını zafere çevirmek için yalan söyleyen biri, Müslümanlık martavalları atmasın. Komik görünüyor zira.
İftira atıp dedikodu çıkaran, ardından da o olayı sanki hiç bilmiyormuşçasına tavırlar sergileyen varsa da bunun bedelini ödeyeceği günü beklemeli. İftira, başkasına haksız yere kötü bir suçlama yapma veya kişiyi karalama amacıyla gerçek dışı bilgiler yayma anlamına gelir. İftira, yalnızca yanlış söylemlerle değil, aynı zamanda başkalarına zarar verme amacı taşıyan, kasıtlı ve kötü niyetli bir davranış olarak bilinir. İftira, yalanın daha ciddi ve kötücül bir versiyonu olarak da düşünülebilir, çünkü bir kişinin itibarı, hayatı ve onuru üzerindeki etkisi çok daha yıkıcı olabilir.
Karma, bireylerin eylemlerinin, niyetlerinin ve düşüncelerinin sonuçlarını belirleyeceği fikrine dayanır. Basitçe, "ne ekersen onu biçersin" prensibiyle açıklanabilir. Karma, sadece fiziksel eylemlerle değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel eylemlerle de ilgilidir.
Karma, yalan söyleme ve iftira atma gibi davranışların da sonuçları olduğunu öne sürer. Yalan ve iftira, kişiyi başkalarına zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda kişinin kendi karmasını da olumsuz etkileyebilir. İyi niyetli, dürüst ve etik davranışlar ise olumlu karmaya yol açar. Karmanın bir "ceza" değil, daha çok "doğa yasası" olduğu söylenebilir. Yani, kötü niyetli bir eylemde bulunan kişi, sonunda o eylemin getirdiği olumsuz sonuçlarla karşılaşır, ancak bu sonuçlar doğrudan "ceza" olarak değil, kişinin eylemlerinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Anadolu irfanı ile söylenmiş şu sözlere bakarsak karmayı burada da görebiliriz: “Dede ekşi erik yer, torununun yüzü kamaşır…”
Yaptığınız her olumsuz ya da olumlu davranışın etki alanı o kadar geniştir ki en ufak bir hamle olayları altüst eder. Karma gibi büyük bir felsefe hakkında iki satır yazıyla açıklama yapmak o kadar zor ki bunu size anlatamam.
"Men dakka duka" Arapça bir deyimdir ve kelime anlamı olarak "Kim bir çukur kazarsa, kendi başına o çukura düşer" şeklinde çevrilebilir. Bu deyim, kişinin kötü niyetle veya zarar vermek amacıyla başkalarına kötülük yapmaya çalıştığında, sonuç olarak bunun kendi aleyhine döneceğini anlatan bir anlam taşır. Arap kültüründe de bu vardır. Bu deyim, tıpkı karma yasasında olduğu gibi, birine kötülük yapmanın ya da başkalarına zarar vermenin sonuçlarının kişiyi sonunda kendisini bulacağını ifade eder. Yani, kötü bir şey yapmaya çalışan kişi, zamanla yaptığı kötülüklerin bedelini kendisi öder.
Sözün özü şudur; son zamanlarda Kütahya’da ciddi derecede artan yalan ve iftira oyunları var. Siyasi bir tabana dayanan bu iftira ve yalanların bir karması olacak elbet. Bekleyelim ve görelim o halde…
TEBESSÜM
Delinin biri kuyuya bir taş atmış, yüz akıllı çıkarmaya çalışmış, çıkaramamış. Sonunda delinin diğeri ilk deliye bu akıllıların ne yaptığını sormuş. Birinci deli de şöyle cevap vermiş:
-Elimdeki taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyorlar…
GÜZEL CÜMLELER
Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar…