Yazmak için biraz bekledim. AK Parti ve MHP Kütahya belediye meclis üyelerinin protestosu ve ardından meclis çalışmasını boykot edişi hakkında bir şeyler yazmam lazım diye düşündüm.

CHP’li meclis üyeleri ve Başkan Eyüp Kahveci’nin açıklamalarını da dinledim. Her iki açıklama aynı sertlikte ve ürkütücü idi. Hatta biz ertesi gün gazeteye “Kütahya’yı terör ayırdı” diye tarihe geçecek bir başlık attık. Utanmamıza bu bile yeter diye düşünüyorum.

Eyüp Kahveci’yi 1992 yılından bu yana tanırım. Aynı gazetede, aynı televizyon kanalında çalıştık ve güzel işler yaptık. (Kütahya Gazetesi - Birlik Televizyonu) 

Eyüp Kahveci isminin terörle bir arada anılmasının ona haksızlık olacağını düşünüyorum. Kahveci açıklamasında da belirtti. O gittiği Esenyurt mitinginde DEM Partililerin olmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Yani Eyüp başkan mitinge çağırılarak bence oyuna gelmiş. Keşke gitmeseydi. Bence onun yeri değildi.

DEM Parti bu memleketin her zaman karışık anlarında ortaya böyle işlerle çıkar. Bunu usta siyasetçiler bilir. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal örneğinde olduğu gibi. Netice itibarıyla şunu söyleyebilirim, Eyüp Kahveci’ye terör yaftası yapışmaz ama bu konuda acemilik yaptı denilebilir. Art niyetinin olacağına ihtimal vermem.

Bence Kütahya özelinde hizmet odaklı çalışılmalı. Mahmut Öztaş ve birçok AK Partili meclis üyesini yakından bilirim, tanırım. MHP’li meclis üyeleri de aynı şekilde. Hizmet etmek için çabalayacaklarından eminim. Ulusal siyasette olup bitenlere göre tavır almak, yerelde vatandaşa hizmet noktasında zarar verir. Bunu unutmayalım. Yazımın başlığında da belirttiğim gibi, yukarıya bakıp kavga ederseniz, olmaz.

Siyaset bu belli mi olur, yarın CHP AK Parti ile kol kola giriverir. Sayın Cumhurbaşkanımızın hâlâ kulaklarımda çınlayan bir sözü var; “Kimler, kimlerle beraber? Kadere bak…” Bu sözleri zamanında kimler için söylemiş diye merak ediyorsanız lütfen hangi arama motorunu kullanıyorsanız onun sekme kısmına “Kimler, kimlerle beraber? Kadere bak…” yazmanız yeterli olacaktır.

Bir de şu var, madem Cumhur İttifakı bu kadar birbirine bağlı idi, neden eski başkan Prof. Dr. Alim Işık’ın karşısına aday çıkartıldı? Yani Cumhur İttifakı tek adayla yani mevcut başkanla seçime katılsaydı, Eyüp Kahveci en dış kulvardan gelip seçimi yine kazanabilir miydi sizce?

Ben çok iyi biliyorum, bazı siyasetçiler Kütahya’dan Ankara’ya (AK Partili yetkili) uyarıda bulundu. “Belediyeyi CHP’ye teslim ederiz…” dediğini bizzat kulaklarımla duydum.

Sözün özü şudur, bugünlere gelinmesini AK Parti kendi istedi, şimdi en çok onların sesi çıkıyor. Beyler artık iş işten geçti. Demokratik olarak bir seçim yapıldı ve seçimi Kahveci kazandı. Demokratik yolla gelen Kahveci, gönderilmek isteniyorsa ancak demokratik yollarla yani seçimle gönderilebilir. Aksini düşünmek çok büyük bir hatadır.  

Yazımın bu bölümünü olumlu bir temenni ile tamamlamak isterim. Kimseye terörist yaftası yapıştırılmayan (aslında olmadığı halde), vatandaşa hizmet etmeyi şiar edinerek, tüm meclis üyeleri iyi bir çalışma ile Kütahya’dan Türkiye’ye örnek olsun. “Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus Emre gibi sevgi ile yoğurulalım. Kin ve nefret bizi çok gerilere götürür.

Sevgiyle kalın…