Bir yudum su… İmam Hüseyin’in ve beraberindekilerin Kerbela’da çektiği açlık ve içemedikleri bir yudum su… Kerbela'da yaşanan olaylar ve Hz. Hüseyin’in fedakârlığı… Bir yudum su, Kerbela’da gözyaşlarına dönüşmüş… Kerbela’daki bir yudum su, insanın yaratılışındaki bir nutfe (damla) suyun anlamıyla bütünleşmiş… “Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargâhta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)...” (Mü'minun, 23/12-14)… “İnsan kendisini bir nutfeden (bir damla sudan) yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; ‘Çürümüş kemikleri kim yaratacak’ diyerek, Bize misâl vermeye kalkar?” (Yâsîn Suresi, 77-78)… Bir damla suyun değeri, yağmur sonrası toprak kokusunda saklı… Su, rengi, tadı ve kokusu olmayan, yaşamın temel parçası olarak bilinen madde… Hak buyruğu: “Her şeyi su ile hayatlı kıldım.” (Enbiya 30)… Su, yanıcı bir madde değil, ateş söndürücü… Suyun bileşimindeki oksijen yakıcı bir gaz, hidrojen ise yanıcı bir gaz… Oksijen ve hidrojenin, 2 hidrojen ve 1 oksijen atomunun birleşmesi, söndürücü hâle dönüşmesi… Su (H2O)… İhtiyacımız olan su ise, canlı su… Canlı su, içindeki hayatiyet unsurları zarar görmemiş, yoğunluğu az, şifa veren su… Yağmur suyu, zemzem suyu, deniz suyu, kaynağında akmakta olan su… Canlı su, sağlımız için gerekli olan su… Suyun da bir hafızası olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış…
Bir yudum suyun ardındaki basit ama gizemli hazları keşfetmek lâzım… İçtiğimiz her yudum su, bedenimize ve ruhumuza ferahlık getirmekte… Bir yudum su, su kaynaklarının peşine düşerek keşfe çıkmanın ilk adımı belki de… Bir yudum su, doğanın gizemini ve suyun izini sürerek geçirdiğimiz anılarla dolu bir serüven hikâyesinin adı… Bir yudum su, hayatın temel kaynağı, iyilik, sadaka ve yardımseverlik sembolü… Bir yudum su, insanlığın ve sosyal ilişkilerin mayası… Bir yudum suyu içerek zihinsel tazeliğimizi korumak mümkün… Bir yudum su içerek beyin fırtınasında harikalar yapabiliriz, zihnimizi diri ve canlı tutabiliriz… Bir yudum suyla iç dünyamızda yolculuk yapabiliriz… Bir susuzluğun ardından içilen bir yudum suyla, gerçek bir mutluluk kaynağına ulaşabiliriz… Bir yudum suda, susuzluğun anlamını görebiliriz ve susuzluğun ardından gelen mutluluğu tadabiliriz… Bir yudum su, sağlıklı olmanın formülü… Sağlımız ve hidrasyon (hydration -vücudun su ve elektrolit düzeyinin belirli bir ölçüde tutulması) son derece önemli… Sağlımız açısından, su içmenin ve vücudumuzdaki doğru bir hidrasyonun önemini bilmeyen var mı? Bir yudum su içmek, kana kana yeterince su içmek, sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda hayatımızın vazgeçilemez bir zevki… Suyun temiz olması için hem hastalık yapıcı mikro-organizmalardan, kimyasallardan, ağır metallerden vb. zararlı maddelerden arındırılması hem hafızasının temiz olması gerekmekte… Suyun temiz ve içilebilir olması mühim… Bunun için suyun oksijen yönünden zengin olması; suyun mineral yönünden zengin olması lâzım… Suyun, altıgen yapıda (küme yapısının küçük) olması lâzım… Suyun içilebilir ve temiz olması, şifalı olması lâzım… Ölümsüzlüğün peşinden koşanların bir kısmı, ölümsüzlüğü suda aramışlar… Yapılan bilimsel araştırmalar, suyun hafızasının ve kendisine özel bir kristal yapısının olduğunu, dış etkilerden nedeniyle yapısının bozulup ölü suya dönüştüğünü ortaya çıkarmış… Eğer ölü su içersek bedenimiz de ölür, canlı su içersek hücrelerimize giden su da canlanır…
Dünya’nın %29’u kıtaları ve adaları barındıran karalardan, %71’i okyanuslar-göller-nehirler ve diğer tatlı su kaynaklarını da barındıran hidrosferden ibaret… Bir yudum su, vücudumuzun temel taşı… Bir yudum su; sosyal hayatımızın, edebiyatımızın, yaşadığımız her anın teması... ‘Bir Yudum Su’, Dukka Medya tarafından hazırlanan, Afrika’nın bir köyünde yaşayan üç çocuğun hayatını anlatan 90 dakikalık bir belgesel… Bu belgeselde, hayatın temel ihtiyacı olan su için, bir köyün mücadelesi tüm gerçekliğiyle yansıtılmakta ve dünyanın bir ucunda berrak su ile tanışmamış küçük bedenlerin çamurlu su ile verdikleri hayat mücadelesi anlatılmakta… ‘Bir Yudum Su’ Reşat Nuri Güntekin tarafından yazılan Cumhuriyet dönemi bir hikâye… ‘Bir Yudum Su’, Cumhuriyet dönemi Türk hikâyesinin gelişimine yön veren isimlerden biri olan Kenan Hulusi Koray'ın öykü derlemesi… Birbirinden farklı karakterlerin yan yana olduğu yirmi beş öyküden oluşan bu derlemede, çöl ortasında kendi masalının peşinden giden Kays ibni Mülevvah’ın (Mecnun’un) hikâyesinden (Leylâ ile Mecnun mesnevisinden) şehrin kalabalık caddesinde yürüyen bir terzinin eski aşk hikâyesine yer verilmekte… ‘Bir Yudum Su’, 12 Kasım 1991 tarihinde Azer Bülbül'ün Nokta Müzik firmasından çıkardığı 9 şarkıdan ibaret olan 7. stüdyo albümü… ‘Bir Yudum Su’, birçok şiirin, şarkının, türkünün adı ya da içinde geçen söz… ‘Bir Yudum Su’, arızasız musluktan bir yudum su içebildiğimize şükretmemiz gereken, temiz suyun tükendiği, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel geleceğin ürkütücülüğünü konu alan ustaca yazılmış, kıyamet sonrası hayatta kalma mücadelesini anlatan, Mindy McGinnis’in eseri… ‘Bir Yudum Su’, yönetmenliği ve senaristliği Hüsnü Cantürk tarafından yapılmış, başrol oyuncu olarak Ahmet Mekin’in rol aldığı, 1958 yapımı film…
Bir damla suyun, bir yudum suyun şahlanışı Sakarya şiirinde… “İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne… Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur… Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.” (Necip Fazıl Kısakürek)…
Bir damla su… Bir yudum su… Nehirde su… Deryada su… Su yatağında akar, yolunu bulur elbette… Su, dilimizde de akar; su, deyimler olur dilimize nice nice güzel anlamlar ve ahenk katar… Su gibi akıp gitmek, kolayca ve sorunsuz bir şekilde ilerlemek… Su gibi durmak, hareketsiz kalmak… Su testisi, suyolunda kırılır; doğal yollarla, zaman içinde gerçekleşen olayların veciz ifadesi… Su götürmez bir gerçek, tartışmasız doğru olan bir gerçeğin açıklaması… Su yüzü görmemiş, dış dünyaya pek çıkmamış, tecrübesiz bir kişinin tarifi… Kör suya yazı yazmak, boşuna emek harcamak… Su misâli, hızlı ve akıcı bir şekilde anlamında… Su gibi olmak, çok güzel, hoş veya beğenilen bir şeyin izahı… Su içindeki balık gibi, çok rahat ve mutlu bir durumda olmak manasında… Suya götürüp susuz getirmek, bir nevi aldatmak, hile yaparak kandırmak demek…
Evrende belki toz tanesinden bile küçük olan dünya ve içindeki içinde bir âlem dürülü olan bir yudumluk sudan ibaret insan… “Kendini küçük bir beden zannediyorsun. Hâlbuki koskoca bir âlem dürülmüş içinde senin.” (Hazreti Ali)… Bir damla su, bir yudum su ve insan… Selam, sevgi ve saygılarımla.