Karşınızdakinin cesareti, sizin korkaklığınızla doğru orantılıdır. Siz ne kadar korkarsanız karşınızdaki de kendinde o kadar cesaret bulur.
Cesaret inancı ve adanmışlığı, bazen de umursamazlığı ya da başka bir deyimle vazgeçmeyi gerektirir.
İnançlı insan cesur olur. Buradaki inançtan kasıt, yalnızca dini inanç değildir. Örneğin bir bilim insanının inandığı bir aşıyı ilk kez kendi üzerinde denemesidir. Bu cesaretin ve inanmışlığın ta kendisidir. Aynı zamanda adanmışlığın da. Kendini birşeylere gerçekten adayan bir insanın cesaretini asla küçümsemeyin. O adanmışlık, afra tafrayla, cesurmuş gibi kendini pazarlayan bir insanın cesaretinden kat kat fazladır. Zaten bir insanın cesur olup olmadığı ancak ölümle burun buruna geldiğinde net olarak ortaya çıkar.
Vazgeçmek ya da umursamamak da cesaretin gerekliliklerindendir. Bazen hayatın size sunduğu nimetlerden vazgeçersiniz ya da umursamazsınız. Bazen hayat sizi öyle bir noktaya getirir ki, canınızdan vazgeçersiniz. İşte artık o noktadan sonra sizden daha cesuru yoktur.
'Taklit edilemeyen tek şey cesarettir.' diye bir cümle okumuştum. Çok doğru. Taklit edemezsiniz, ya cesursunuzdur ya da korkak.
Korkaklıksa insanın iliklerine işleyen ve her attığı adımı düşündürten, insanı yaşarken öldüren iğrenç bir duygu. Tabii ki, insanlar korkaklıklarını perdeleyebilmek, diğer insanlara göstermemek adına türlü maymunluklar yapar. Giyiminden, duruşuna, yürüyüşünden, el kol hareketlerine kadar değişim gösterir ki, aslında o kendisi değildir. Olmak istediğidir. Cesur görünmek, en azından korkak görünmemek ister.
Varlıklı insanların bir kısmı cesurmuş gibi görünür. Yanlarındaki insanlar geçim kaygısıyla, iş bulamama ya da yaltaklanarak daha iyi koşullar elde etme kaygılarıyla ürkek, korkak olurlar. Patron ya da amir de kostaklanır, kabadayılık yapar bu zavallı insanlara. Aslında muhtemelen tırsağın tekidir. Üç kuruş parayla, üç kuruşluk konumla garibana kabadayılık yapmak kolay.
İnsanlar sahip olduklarıyla yetinerek ya da para kazanmanın diğer yasal yollarını keşfederek birilerinin kölesi olmaktan çıkabilir. Kendinin, yaşantısının efendisi, kralı olur. Sahip olduğu varlık ya da konumla da hiç kimse ona boyun eğdiremez.
Onurlu, özgür ve huzur dolu bir yaşam düşlüyorsanız, yetinerek mutlu olmayı ya da para kazanmayı öğrenmek zorundasınız.
Onur ve özgürlük kadar değerli çok az şey vardır.
NE OKUYALIM
Alexandre Dumas'nın Monte Cristo adlı romanı.
NE İZLEYELİM
Netflix'te Norveç yapımı, mütevazı bir muhasebeciyken madalyalı savaş kahramanına dönüşen Gunnar Sonsteby'nin hayatını anlatan No. 24'ü izleyin derim.
