Dua (Arapça, du’ā),” çağırmak, seslenmek ve istemek anlamında... Dua, bir umut çığlığı... Zamanla değil, duayla gelir beklenen... Dua ağızdan değil, yürekten gelmeli... Dua, ibadetin kendisi... Dua, Allah’a yakarma ve yardım isteme amacıyla söylenen sözler ve yazılı metinler... Dua, insanın Allah’a halini arz etmesi ve O’na niyazda bulunması için bir diyalog aracı, sınırlı ve sonlu varlığın sınırsız ve sonsuz kudret sahibiyle kurduğu bir köprü... Dua, iradenin aciz kaldığı son noktanın, fikir ve eylem planında Hakk’a teslimiyeti... Dua, insanın inançla yönelip yardım istediği bir eylem... İnanan her birey, bu ihtiyacı hisseder ve nasıl dua edeceğini bilmeyenler çeşitli sıkıntılar yaşayabilir... Dua, manevî destek uygulamalarında önemli... Dua, hasta bireylerin fiziksel ve ruhsal iyileşmesine katkı sağlayabilir... Dua, aşkın varlığa yapılan bir arz-ı hâl ve kendini sunma hâli... Dua etmenin adabı ve içtenliği mühim... Dua, hem sözlü hem fiilî olmalı... Dua, içimizdeki benden ve içtenolmalı...

Muhammed İkbal’e göre dua ve ibadet; tabiatın ilmî olarak araştırılması ve bizim de mutlak hakikatle temas hâline gelmemizin,  kâinatın dehşet verici sessizliği içinde bir cevap bulabilmek için hissettiğimiz derin iştiyakın ifadesi... Gazzâlî, olayların belli sebeplere bağlanmış olduğunu, meselâ kalkanın oktan korunma, suyun bitkilerin büyümesi için birer sebep olması gibi duanın da sıkıntı ve belâyı defetmek ve Allah’ın rahmetini çekmek için bir sebep olduğunu belirtmiş... Dua, nasıl olmalı, nasıl yapılmalı? Hem sözle hem eylem ile dua edilmeli... “El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Hâlbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.” (Ra’d: 14)... Fiilî (eylemsel) dua, Yaratan’a ilticâ,  Yaratan’ın koymuş olduğu sebeplere müracaat etmek...  Sözle ‘sağlık ve afiyet’ talep edilmeli, sonrasında eylem planında sağlığa dikkat edilmeli, gerekli besinler veya ilaçlar alınmalı, istirahat edilmeli, hekim tavsiyesine uyulmalı... Her bir mâkul ve doğru istek, sözle dillendirilmeli, akabinde gereği yapılmalı...  Çocuk sahibi olmak isteyen birinin, çocuk istemesi; evlenmeden mümkün mü? Derslerinde başarılı olmak isteyen öğrencinin, başarılı olmayı istemesi, ders çalışmadan, sınavlara iyi hazırlanmadan başarılı olabilmesi; sadece hayâl... Maddî durumumuzun iyi olması, alım gücümüzün iyi olmasını istemek; üretmeden, çalışmadan, ter dökmeden gayrimümkün... Adı dua olmayan her niyet de böyle aslında... Duanın, sıradan istekten farklılığı, istek ve eylemin Hak ile irtibatlı oluşu... Sadece sözlü duayla, ‘armut piş ağzıma düş’ anlayışıyla ya sömüren ya sömürülen olunur... Duanın formatı: “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm Suresi, 39. Ayet)... İşgüzar dilenciye, Bektaşi’nin verdiği cevap… Dilencinin Duası fıkrası… Bir dilenci el açmış dua ediyormuş… Bektaşi dilenciye para vermiş, ‘Duanı istemem.’ demiş… Dilenci şaşırmış, ‘Neden?’ diye sormuş… Bektaşi, ‘Senin duan beş para etseydi, kendini kurtarırdı, dilenmezdin.’ demiş… Ritüeller, duayı dua olmaktan çıkarmamalı... Duayı dua yapan, irademizin akıl ve yürekle Hakk’a yönelişi ve isteğin eyleme dönüşümü... Dua; insanın, erişmek istediği nimetlerin, Yaratan’dan kabulü için yaptığı yakarış ve aksiyon... Dua bir istek şekli... İnsanın, bedenen yeme ve içmeye muhtaç olduğu gibi ruhen ihtiyacı olan şey... Dua, yaratılan ile Yaratan arasındaki iletişim dili... Dua, bilinmeyen bir şeyi istemek ya da kendi muradımızı Hakk’ın muradına tercih etmek değil... Dua, insanın acz ve ihtiyaç içinde oluşunu Hakk’a arz etmesi ve gereğini yapması, harekete geçmesi...

“Dua, dua, eller karıncalanmış… Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu… İplik ki, incecik, örer boşluğu.” (Necip Fazıl Kısakürek)… “De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin” (el-Furkān 25/77)... Duanın içten ve gizli yapılması, yüksek sesle dillendirilmemesi ve gereğinin yerine getirilmesi için harekete geçilmesi güzel... Dua, hak olana, doğru olana gönül verme işi, arınma işi... Tıkına tıkına yiyip, isteme işi değil... Dua, düşüncenin duyguyla örtüşen hayata yansıyan izdüşümü... Dua, statünün tek bir çizgide buluştuğu, insan olabilme ve insan kalabilme, sözel ve eylemsel arınma, özümüzü sorgulama süreci... İsteklerin egoya (nefse) endekslenmesiyle dillendirilen hiçbir söz ve eylem dua olamaz... Bir cümlede ifade edilebilecek sözlerin sadece bozuk plak gibi tekrarı ile söylenen sözler, asla dua olamaz... Üstünü örtüp, birilerine hoş görünmek derdiyle dertlerin terennüm edilmesi, klişe laflar söylenmesi dua olamaz... Dua; iyilikleri ve doğru olan her bir şeyi yok etmek amacıyla yapılamaz... Dua, yerinde, zamanında ve doğru edildiğinde ve gereği için eyleme geçildiğinde, yürekler teskin olur; dua kabul olduğunda zihinler, işlevsel çalışır... Dua, sadece avuçların açılması değil... Dua; yapılan her bir doğru söz, doğru iş, doğru karar... Dua... Yüzün gülmesi, güzel söz, içtenlik, lokmanın paylaşılması, âdil olunması, sömürüye ve zulme karşı çıkılması...  Dua; kalbin kırılan yanlarına iyi gelen tek ilaç... Duayla, yüreğe rahmetten bir damla düşer... Duayla, maksadını aşan isteklere dur denilir... Duayla, üçüncü göz aktif hâle gelir... “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki o, haddi aşanları sevmez. ... Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.”( A’râf Suresi 55-56)... Dua, edeple ve samimiyetle yapıldığında dua... Duanın serzenişe dönüştüğü ahvâl, beddua... Beddua, Farsça kötü anlamına gelen ‘bed’ ile Arapçada isteme, dileme anlamlara gelen ‘dua’ kelimelerinden oluşmuş... Beddua, bir kimsenin başına kötü şeylerin gelmesi için yapılan dua... Duası reddedilmeyen kimseler ve reddedilmeyen dualar var... Anne ve babanın evladına duası, misafirin duası, mazlumun duası, birinin bir başkasının gıyabında yaptığı dua... En anlamlı dua, kendimiz için istediğimizi, öncelikle başkaları için isteyebilmemiz...

Duam... “(BİR -Vasiyet 1 adlı şiirim) Sessizce dökülsün gözyaşları... Sözcüklere fırsat verilmesin... Yürekler kırılmasın... Kimseye beddua yapılmasın... Tek dileğim hayır dua ve... Çalışman kısacası eylemsel dua... Dün, bir önceki bugün... Yarın, bir sonraki bugün... Her şey bire takılı... İster bir öncesi... İster bir sonrası...  Bir varmış bir yokmuş... Dünü ve yarını yakalaman... Bugünü adam gibi yaşamana bağlı... Sonuç bir hiçtin... Yine bir hiçsin... Var oldukça bir ol... Bir ol ki pîr ol... İnan bu tek çıkar yol... Boşluk geçici bir hoşluk... Sonrası hep yokluk... Boş kutu çok ses çıkarır... Dol ki yerinde ağır ol... Dol ki boşaltacak bir şeyin olsun... Var olan yok... Yok olan var... Bir bilmece bu... Çözümü birde gizli bir bilmece... Dün bugün yarın bitince... Hep bir olunca... Birlikte olacağız nasılsa... Dün bitmeden... Bugün bitmeden... Yarın bitmeden... Birileri gitmeden... Ne olur bir dene... Bire ama yalnız bire... Vermeden fire gidelim... Selam muhabbet ve dua... Hakkınızı helâl edin...”...

Duamız: “Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen bilgiden ve kabul olunmayacak duadan sana sığınırım.” (Hadis-i Şerif)... Selam, sevgi ve saygılarımla.

https://bit.ly/muzafferceven Kanalımı takip etmeniz dileğiyle…