Son yıllarda bir içki düşmanlığıdır ki, almış başını yürümüş. Sanırsınız bütün kötülüklerin kaynağı o. İçki içmiyorsan eğer baş tacısın. Yaptığın diğer kötülüklerin, yanlışların üstünü içmemekle ya da içmiyor gibi görünerek kapatabilirsin.

Burada içki güzellemesi yapacak değilim. İsteyen rakı içer, isteyen ayran.

İçki içenlerin edebiyle, adabıyla içtiği ve gerek kendi sağlığına, gerek ailesinin, çocuklarının rızkına halel getirmediği sürece herhangi bir zararını göremezsiniz. Bağımlılık düzeyine gelmediği sürece. Elbette ki herşeyin bağımlılığı son derece tehlikeli ve kaçınılması gereken bir şey.

Ama siz içkiyi bu kadar herşeyin baş düşmanı, en büyük günah gibi gösterirseniz, içenlerden misli misli vergi alırsanız, hem kaçakçılık ve kaçak yapım, hem de daha kötüsü uyuşturucu kullanımı yaygınlaşır. Hatta ortaokul yıllarına kadar yaygınlaşır ki, toplumu içten içe çökerten, eriten, en büyük belalardan biri olur.

Aslında bu kadar içkiye karşı olduklarını da düşünmüyorum. Kumara da. Zira öyle olsa aralarındaki su gibi içki içen, kumar oynayan bakanları, milletvekillerini ve diğer parti mensuplarını ihraç ederlerdi, ama etmiyorlar. Bu kadar karşı olsalar, 5 yıldız otellerdeki, turizm tesislerindeki içki satışlarını ve kumarı da yasaklar, hatta bu ülkede üretim ve satışını durdururlardı.

Ayrıca en büyük dokuz günah, çeşitli hadis rivayetlerine göre; Allah'a ortak koşmak, adam öldürmek, ana babaya karşı gelmek, yetim malı yemek, faiz yemek, dürüst kadınları iffetsizlikle suçlamak, büyü yapmak, savaştan kaçmak, yalancı şahitlikte bulunmak ve ödenemeyecek miktarda borçlu olarak ölmek olarak zikredilmiştir.

Siz zina yapacak ama içki içmeyeceksiniz, yetim malı yiyeceksiniz, faiz (ya da kar payı) yiyeceksiniz, gıybet edeceksiniz, yalancı şahitlik yapacaksınız, ama içki içmeyerek kendinizi sütten çıkmış ak kaşık gibi göstereceksiniz. Yok öyle şey. Siz ancak kendinizi ve çevrenizdekileri kandırırsınız ve sizin gibiler katıksız sahtekar ikiyüzlüdür.

İçki içen insanın mı topluma zararı daha büyük, milyonların hakkını hukukunu çiğneyerek, israf ederek, yandaşlarını kayırıp oluk oluk onlara para pompalayanların mı ?

Fabrikalarında yüzlerce, binlerce insanın emeğini hunharca sömürerek, taş altında kurbağa gibi yaşamalarına yetecek kadar para veren, üstelik de iş veriyorum diye böbürlenenlerin mi günahı daha büyük, yoksa kendi halinde adabıyla içenin mi ? Hangisi daha büyük günah ?

Sahtekarlığı, ikiyüzlülüğü bırakın ve dürüst olun. Özellikle de kendilerini dini söylemlerle konumlandırıp, orada burada vaaz verenlere sesleniyorum. Üstünüz kazındığında altınızdan çıkacak pislikler lağımları doldurur. Dürüstlük, açıklık, netlik güzeldir. Yalan dolanla sürdürülen hayatın keyfi olmaz.

İşte geldik işte gidiyoruz...

NOT: Bu yazının belediye çalışanlarıyla zerre kadar ilgisi yoktur. Onca mekan varken, onlar da ruhsatsız, üstelik de belediyeye ait bir mekanda içmeselerdi...

NE OKUYALIM

Matematikçi, tarihçi, astronom, filozof ve şair Ömer Hayyam'ın şiirleri.

NE İZLEYELİM

Madem konumuz içki, yönetmenliğini Stanley Kramer'in yaptığı, başrolünü muhteşem oyunuyla Antony Quinn'in oynadığı Kasabanın Sırrı'nı keyifle izleyebilirsiniz.