Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü!

 

Günün önemine binaen tarihî iki anekdot anlatmak istiyorum:

 

Togo.

 

Heihaçiro Togo.

 

Ünlü Japon amirali.

 

Shimazi adında bir samurayın oğlu olan Togo, çok iyi bir eğitim gördü.

 

Japon-Rus savaşı başladığında Japon Donanma Komutanıydı.

 

1904'te Rusların Pasifik filosunu Port Arthur'da yaklaşık dört ay süren bir deniz savaşından sonra okyanusun derinliklerine gömdü.

 

Yardıma gelen meşhur Baltık filosu da Togo'nun eşsiz savaş stratejisi ile Tsushima'da yok oldu.

 

Bu savaşların, Japon zaferiyle sonuçlanması dünyada büyük yankı uyandırdı.

 

Osmanlı devleti için sürekli bir tehdit olan Rusların hezimete uğraması, İstanbul'da da sevinçle karşılandı.

 

Togo adına şiirler yazıldı, eğlence ve şenlikler düzenlendi. Birçok aile, o yıl doğan erkek çocuklarının ön adını Togo koydu.

 

Bunlardan biri de ikinci çocuğuna Togo Zeki Hikmetullah adını veren ünlü yazar Halide Edip Adıvar'dır.

 

Togo, ülkesine döndüğünde millî bir kahraman olarak karşılandı.

 

Şerefine verilen bir yemekte Başbakan ayağa kalkarak şunları söyledi:

 

"Sayın Amiralim, sizin bu ülke için yaptıklarınızı hiçbir zaman unutmayacağız. Fedakârlıklarınızın karşılığını ne yapsak ödeyemeyiz. İsterseniz, şu andan itibaren emekli olup aileniz ve sevdiklerinizle birlikte devletimizin size sağlayacağı sınırsız imkanlarla kalan ömrünüzü değerlendirin. İsterseniz valilik, milletvekilliği, bakanlık veya herhangi bir makamda talip olacağınız her kapıyı size açmaya hazırız."

 

Başbakanın bu konuşmasından sonra Amiral Togo ayağa kalkarak orada bulunan herkesi süzdükten sonra ağır ağır konuşmaya başladı:

 

"Sayın Başbakanım, değerli konuklar, şahsıma gösterilen bu ilgiye çok teşekkür ediyorum. Savaş meydanlarında askerlerimle birlikte kazandığımız zaferlerden dolayı ben de büyük bir gurur duyuyorum. Bana layık gördüğünüz bütün makamlar için teşekkür ederim; ancak ben hiçbirine talip olmayacağım. O kanlı savaş meydanlarında fark ettiğim bir gerçek var. Hiçbir savaş, insan yetiştirme savaşından daha önemli değil. Meydanlardaki savaşları kazanmak isteyen milletler önce insan yetiştirme savaşını kazanmak zorundalar. Bu savaşın komutanları da öğretmenlerdir. Bana ödül vermek istiyorsanız beni ülkemin herhangi bir köşesinde, herhangi bir okuluna öğretmen olarak görevlendirin. Ömrümün kalan yıllarını o şekilde geçirmek istiyorum."

 

Ve Togo, ömrünün son yıllarında veliaht Hirohito'nun eğitiminde rol aldı; Japon deniz kuvvetlerinde yüzlerce subay yetiştirdi.

 

1934'te öldüğünde ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Çin gibi ülkelerin gönderdiği gemiler, cenazesinin karşısından resmî geçit yaparak onu selamladı.

 

Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk de 1924 yılında Kütahya Lisesi'nde öğretmenlere hitaben yaptığı tarihî konuşmasında şunları söyler:

 

"Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri, vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir.  Fakat bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatîdir. Yalnız, siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz.

.....

Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır."

 

Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü!

 

Her geçen gün saygınlığını yitiren bir mesleğin mensupları olarak kutluyoruz öğretmenler gününü!

 

Atan(a)mayan binlerce öğretmen çaresizlik ve ümitsizlik içinde görev beklerken; siyasî çıkarların, ideolojik amaçların kıskacında kalmış, haksızlıkların ve yolsuzlukların bataklığına sürüklenmiş, çoluk çocuğunun geçiminden başka hiçbir şeyi düşünmeyen irfan ordusu mensupları da bin bir zorlukla kutsal görevini yapmaya çalışmakta.

 

Bütün bunlara rağmen, kardelenler karanlığa inat aydınlığa doğru yürüyecekler, soğuğa ve kara inat başlarını güneşe doğru kaldıracaklardır.

 

Sevgili öğretmenim, günün kutlu; geleceğin umutlu, yolun ve bahtın açık olsun!