İnsanoğlunda gördüğümüz bazı huylar ve davranış biçimleri fıtrîdir; yani doğuştan gelir.

 Dilimizde “katran kaynamakla olur mu şeker…” şeklinde başlayan bir atasözü olsa da doğuştan gelen olumsuz huy ve davranış biçimleri eğitim sayesinde törpülenir; hatta yok edilebilir.

 Bay X’in şimdi anlatacağım huy ve karakteri törpülenemeyen, törpülense de en ufak bir düzelme görülmeyen; aksine çevre koşulları içinde artarak devam eden fıtrî özelliklerdendir.

 Bay X, herkes tarafından tanınan biridir.

 Bu yazıyı okuyunca eminim ki siz de onu hemen tanıyacaksınız.      

 Alımlı ve çalımlı biri olan Bay X’in asil bir duruşu, kostak bir yürüyüşü vardır.

 Hareketli, girişken ve atılgandır; yüzünü saklamaz, sözünü esirgemez, gözünü budaktan sakınmaz.

 Kalabalıklar içinde dikkatleri hemen üzerine çeker ve her ortamda kendini gösterir. Bu konuda tahmin edemeyeceğiniz derecede meziyet sahibidir.

 Dikkat çekmek, kendini göstermek için her yolu dener; kimi zaman gayet nazik ve kibar, kimi zaman oldukça sert ve kaba bir üslup kullanır.  

 Ben onun için “kibar ve nazik” desem kibar ve nazik değil; “kaba ve yontulmamış” desem öyle değil. Bir garip adam işte!

Bay X konuşmayı sever; hele kameralar çekiyorsa ya da ortamda basın mensupları varsa, boş dolu, yalan yanlış fark etmez, konuştukça konuşur. Yalan yarışmasına girse, eminim, birinciliği kimseye kaptırmaz.

 Alkış tutarsanız, her dediğine Ahfeş’in keçisi gibi kafa sallarsanız Bay X saatlerce konuşur.

 Ünlü Arap âlimi Ahfeş, ders anlatırken ve kitap okurken "öyle değil mi?" dercesine yanındaki keçisinin kafasına bağladığı ipi çekerek onaylatırmış. İpi çekildikçe başını sallayan keçi bir süre sonra alışmış ve her cümlenin sonunda başını sallar olmuş.

 İşte öyle Ahfeş’in keçisi gibi anlamadan, dinlemeden her şeye evet der, başınızı sallarsanız onu susturamazsınız.

 Konuşmalarında bir bütünlük ya da tutarlık yoktur; daldan dala, konudan konuya geçer.

 Ozon tabakasından bahsederken birden konuyu değiştirir, Marks’ın komünist manifestosundan söz etmeye başlar. Ona tahammül etmek deveye hendek atlamaktan zordur.

 Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmazmış; Bay X’in söylediklerinin yarıdan fazlası yalandır. Kalan yarısının yarısı da iftira ve bühtandır.

 Çıkarları için yalan söylemek, iftira atmak, onun en belirgin özelliğidir.

 Bay X, bu özelliği ile İngilizlere benzer; çünkü ebedi ve ezeli dostları da yoktur, düşmanları da! Sadece çıkarları vardır.

 Bay X’in söylediklerini ancak onda biri doğru olabilir; fakat bu kadar yalanın arasında hangilerinin doğru olduğu da bilinmez.

 Bay X’in ukala yönü vardır; çünkü zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş.     Kendisini küçük düşürme pahasına, dışarıdan ne kadar komik göründüğünü bilmeden bilgiçlik taslar.

Davul gibidir; sesi çok çıkar; fakat içi boştur.

Onunla tartışmak ise akıllı bir insanın yapacağı en büyük ahmaklıktır. Çünkü, cahile lâf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür. İmam Gazâlî’nin, “Cahillerle tartışmaya girmeyin, ben hiç yenemedim.” sözü de kulağınıza küpe olsun!

Kısacası Bay X, âlim görünümlü cahildir; kulaktan dolma yarım yamalak bilgi kırıntılarıyla her konuda konuşur. Ekonomi, siyaset, din, eğitim, tarih, edebiyat, felsefe…

Her konuda doğru ya da yanlış bir fikri vardır. Fikirlerini bir mütefekkir edasıyla her ortamda anlatmaya çalışır.  

 Ziya Paşa, şu beytini Bay X ve benzerleri için söylese gerek!

 Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât

Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde

 Yani, onlar ki dünyaya lâf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın, bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.

 Bay X, çoğu zaman, konuşmuş olmak için konuşur.

 Birçok akıllı insan ona inanmaz; ancak edebinden dolayı inanmış gibi görünür. Ona inananlar, onun gibi olanlardır.

 Siz siz olun Bay X’in ne yanında olun ne de karşısında! Yani onunla ne dost olun ne de düşman! Her iki durumda da size zararı dokunabilir.

 Benden söylemesi!..

 (Devam edecek)