Oku kelimesi Eski Türkçede çağırmak, seslenmek anlamına gelmektedir. İlk vahiydeki “oku” kelimesinin anlamı da “seslen” yani çağır, davet et demektir. Hâl böyleyken okumak ne demektir? Okumak, bizlere öğretildiği şekliyle bir beceridir. Okuma eğitimi, kavramları parçalara ayırmayı gerektiren karmaşık bir süreçtir. Genellikle kod çözme ve anlama olarak ikiye ayrılır. Kod çözme, harfler ve seslerin bir kombinasyonu üzerine kuruludur. Anlama ise, okuyucunun sembolleri kendi bilgisiyle ilişkilendirerek anlamlandırdığı, yorumladığı bir süreçtir. Eğitimin amacı sadece okuma becerisinin kazandırılması değil, aynı zamanda bu becerinin neden kullanılması gerektiğini de öğretmek olmalıdır.

Öğrenciler Neden Kitap Okumalı? Biz Neden Kitap Okumalıyız?

Öğrencilere okumanın teknik boyutlarını öğretirken, bu sürecin sadece gözle görülen harfleri, kelimeleri takip etmekten ibaret olmadığı vurgulanmalıdır. Okumanın ardında, bireyin düşünce dünyasını zenginleştiren, empati yeteneğini artıran ve yaşamın anlamını derinleştiren bir süreç yatmaktadır. Bu nedenle, okuma eğitimi sırasında, metinlerin üzerinden geçmekten daha fazlası gereklidir.

Öğrencilere, okuduklarıyla nasıl bir ilişki kuracakları, bu bilgileri günlük yaşamlarına nasıl uyarlayacakları konusunda rehberlik etmek, eğitimin temel taşlarından biri olmalıdır. Bu, onlara sadece bir metni nasıl okuyacaklarını değil, aynı zamanda neden okuduklarını, bu bilginin hayatlarındaki yerini ve önemini kavratır. Edebiyatın güzelliği, tarih kitaplarının verdiği dersler, bilimsel metinlerin sunduğu sınırsız bilgi evreni; tüm bu bilgiler, bireyin karakterini şekillendirir, dünyaya bakışını genişletir ve yaşamın anlamını daha iyi kavramasına yardımcı olur. Bu nedenle, okuma eğitimi sadece teknik bir becerinin ötesine geçmeli, öğrencinin ruhunu ve zihnini zenginleştiren bir keşif yolculuğuna dönüşmelidir.

Okumak, bireye içsel bir yolculuk sunar ve bu yolculuğun sonunda birey, kendisi hakkında daha fazla şey keşfeder. Bu nedenle, öğrencilere okumanın sadece bir beceri olmadığı, aynı zamanda kişisel bir keşif süreci olduğu öğretilmelidir.

Bazen ebeveynlerin “Çocuğum kitap okumuyor.” şikayetleriyle karşılaşıyorum. Böyle durumlarda “Siz kitap okuyor musunuz?” diye sormadan duramıyorum. Çünkü çocuklar gördüklerini uygularlar, kendilerine öğütlenenleri değil. Bu sebeple ailelerin kendi evlerinde kitap okuma saatleri yapmaları, evin bir köşesinde kitaplık bulundurmaları çok kıymetli. Aynı dersi anlatmak için sınıfa giren öğretmenin elinde kitap bulundurması gibi… Böyle böyle kitaplar çocukların ilgilerini çekecek ve okumaları devamlı hâle gelecek. İngiltere’ de yapılan bir araştırmada kitap okumanın en belirgin faydaları saptanmış. Birkaçından söz edeceğim:

1.     Sözcük Dağarcığını Genişletir

Kitap okumanın faydalarından biri dil becerilerimizi geliştirmemize yardımcı olmasıdır. Bunun nedeni, okumanın bizi aşina olmadığınız çeşitli yeni kelime ve deyimlerle tanıştırmasıdır. Yeni kelimelerle karşılaştıkça, bunları yavaş yavaş kelime dağarcığımıza eklemeye başlıyoruz ve içselleştiriyoruz. Büyük şair Yahya Kemal'in dediği gibi, " İnsan bu âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Hayal edebilmenin yolu da kelimeden geçer yani sizin kelime dağarcığınız ne denli genişse hayal gücünüz de o denli zengin olacaktır. Kısacası yaşamak için hayal kurmaya, hayal kurmak için kelimelere, kelimeler için kitap okumaya ihtiyacımız var.

2.     Özgüven Kazandırır

Murat Menteş “Neden kitap okumalıyız?” adlı konuşmasında “Romanlar, reaksiyon repertuvarı sunar.” diyor. İnsanlar günlük hayatlarında türlü olaylarla karşılaşıyor: doğumlar, ölümler, kazalar, kayıplar, zaferler ve daha nicesi… İşte böyle durumlarda insanlara nasıl tepki vermesi gerektiğini tanıştığı roman karakterleri öğretiyor. İnsanın hangi durumda nasıl davranacağını bilmesi kendisine özgüven katıyor, kaygılarını ve stresini azaltıyor.

3.     Zekayı Kibarlaştırır

“Kitap zekayı kibarlaştırır. Zekanın tavırlarını efendileştirmek için okumak zorundayız.” der Cemil Meriç. Çünkü kitap okumak bize bir üslup kazandırıyor. Çoğu zaman aklın ve düşüncenin asil bir tavır almasını sağlayan üsluptur. Üslubumuz bize kim olduğumuzu anlatır. Kaş yaparken göz çıkarmak istemiyorsak, bundan beş yıl sonra olacağımız insanı da bugün okuduğumuz kitapların şekillendireceğinin bilincinde olmalıyız.

4.     Açık Fikirli Yapar

Başkalarını yargılamada, linç etmede, ötekileştirmede ne durumdayız? Hiç düşündünüz mü? Kendini anlayan ve kendiyle barışık bir insan başkalarına daha derin bakmaya başlıyor. Bir sözüyle ya da bir davranışıyla kimseyi yargılamaması gerektiğini biliyor. Ön yargısız olmayı öğreniyor. İşte tüm bunlar romanlar ve hikayeler sayesinde oluyor. Çünkü anlamaya çalıştığımız her karakter aslında bizi kendimize yaklaştırıyor. Başkalarını daha derin tanımamıza fırsat veriyor. Farklı pencerelerden bakabilmemizi ve farklı kültürleri tanımamızı sağlıyor. İnsanın zaman içindeki değişim bilgisi bizi olgunlaştırır. “Romanlar sayesinde değişimden korkmamayı öğreniriz.” diyor Murat Menteş.

Yazımın başına “oku” kelimesinin Öz Türkçede çağırmak, seslenmek, davet etmek anlamlarına geldiğini bahsetmiştim. Kim bilir belki de okuyarak kendimizin olduğundan daha donanımlı, daha kaliteli hâlini çağırmış / davet etmiş oluyoruz.