Bugün size bir nevi müjdeli haber vereceğim. Geçen haftaki yazılarımda yaptığım “Kütahya eleştirileri” sonrası şimdi de memleketimizdeki güzel gelişmeler hakkında bir dizi yazı kaleme almak istiyorum. İlk yazı, Kütahya 30 Ağustos Organize Sanayi Bölgesi…
Gelişmekte olan şehirlerin kaderi, çoğu zaman sahip oldukları vizyonla çizilir. Kütahya için bu vizyonun vücut bulduğu en somut alanlardan biri hiç kuşkusuz Kütahya 30 Ağustos Organize Sanayi Bölgesi’dir.
2006 yılında Kütahya İl Özel İdaresi, Kütahya Belediyesi ve Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası’nın öncülüğünde temelleri atılan bu bölge, bugün itibarıyla yalnızca bir sanayi alanı değil, aynı zamanda istihdamın, üretimin ve kalkınmanın merkez üssü haline gelmiştir.
İlk üretim çarklarının dönmeye başladığı 2014 yılından bugüne kadar Kütahya 30 Ağustos OSB, adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdi. 349 hektarlık bir alanda başlayan bu hikâye, bugün giderek büyüyen bir sanayi ekosistemine dönüşmüş durumda. Altyapısı tamamlanmış, yolları açılmış, elektrik, doğalgaz ve su hatları döşenmiş, çevre düzenlemesi ve atık su arıtma tesisleri ile yatırımcıya hazır hale getirilmiş bu bölge, sanayiye dair ne varsa tüm bileşenleriyle yatırımcısının yanında yer alıyor.
38 sanayi parselinin 26’sında üretim başlamış, 9’unda inşaat çalışmaları devam ederken, 2’si proje aşamasında. Bugün itibarıyla 2 bin 446 kişinin emek verdiği bu topraklar, yalnızca fabrika bacalarıyla değil, alın teriyle de yükseliyor. Her sabah o fabrikalara adım atan işçiler, teknikerler, mühendisler ve yöneticiler... Aslında bir şehri taşıyan görünmeyen direklerdir onlar.
Ancak asıl büyük adım, 2023 yılında atıldı. 2 milyon 170 bin metrekarelik bir genişleme sahasıyla birlikte OSB’nin sınırları büyütüldü. İmar planları tamamlandı, yer tahsisleri netleşti ve sanayi bölgesi 94 sanayi parseline ulaştı.
Genişleme ile birlikte hedeflenen istihdam sayısı 10 bin. Evet, tam 10 bin kişi. Bu sayı sadece kuru bir sayı değil, 10 bin ailenin evine götüreceği ekmek, çocuklarına sunacağı eğitim imkânı, kentte dönecek ticaretin ve canlanacak sosyal hayatın habercisi.
Bu büyüme sadece nicelikle sınırlı değil. Nitelik açısından da büyük projeler yolda: demiryolu yükleme rampası, akaryakıt istasyonu, acil müdahale karakolu, sağlık ocağı, heliport sahası, kiralık dükkânlar, gölet çalışmaları, GES (güneş enerjisi santrali) projesi, ileri teknoloji arıtma tesisi ve camii gibi yapılar... Yani sadece bir sanayi değil, aynı zamanda planlı bir yaşam alanı kuruluyor.
Kütahya’nın sanayi potansiyeli yıllardır konuşuluyor ama artık konuşmanın ötesine geçiyoruz gibi geliyor bendenize. Çünkü 30 Ağustos OSB, yalnızca üretim değil, umut da inşa ediyor. Sadece makineler değil, hayaller de çalışıyor burada. O yüzden bu bölgenin adı boşuna “30 Ağustos” değil.
Bir milletin yeniden ayağa kalktığı o büyük günün adını taşıyor olması tesadüf olamaz. Burada da bir yeniden doğuş var. Bu topraklar, geçmişin mirasını geleceğe taşıyan bir köprü kuruyor.
Bugün genç bir mühendis, Kütahya’dan İstanbul’a göç etmeden burada bir fabrika çatısı altında kariyer yapabiliyorsa, bir anne evladını bu sanayide işe başlarken gururla uğurluyorsa, bir baba emekliliğini çocuğunun istihdam güvencesiyle huzur içinde planlıyorsa, işte bu OSB'nin gerçek başarısıdır.
Biz bu şehre yalnızca geçmişiyle değil, geleceğiyle de sahip çıkmak zorundayız. 30 Ağustos OSB, Kütahya'nın geleceğidir. Bu başarı hepimizin başarısı olacak. Yeter ki üretimin değerini bilelim, yeter ki bu topraklarda yeşeren her fabrikayı, bir meyve ağacı gibi özenle büyütelim.
Çünkü artık şehirlerin büyüklüğü nüfusla değil, ürettiği değerle ölçülüyor. Kütahya, bu değer zincirine adını altın harflerle yazdırmaya hazır.
Bana bu yazımda yer alan bilgileri ulaştıran 30 Ağustos OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Salih Çetiner’e teşekkür ediyorum. Başarılarla dolu çalışmalarının aynı hız ve şevkle devam etmesini dilerim.
Sevgiyle kalın…
GÜZEL CÜMLELER
Zenginlik, toprağın altında değil; aklın ve alın terinin birleştiği yerde gizlidir.