Abdurrahman Karaa Blv. yani halk arasında bilinen istasyon caddesinde güneş ışığı, ağaç dalları arasından süzülüp kaldırım taşları arasında zorlu koşullarda filizlenen küçük çiçekleri yalnız değilsin hissiyatıyla aydınlatıyor, renklerinin ortaya çıkmasını sağlıyordu. Yine bu bulvarda bulunan Kılıçarslan Lisesinde ise her zamanki gibi çocuklarda teneffüs koşuşturmacası vardı. Bir anda çocuklarda büyük heyecan oluşmuştu. Okul bahçesine bir kişi giriş yapmıştı. Kılıçarslan binasından olayı takip eden yeni okul müdürü ise duruma çok şaşırarak kişinin kim olduğunu sordu. Bu kişi Kütahyalı çocuklara sporu sevdiren Asım Alkış'tı. Sağa sola kaotik bir biçimde koşturan çocuklar aniden büyük bir ciddiyetiyle tek vücut olmuş Asım Alkış'ın çevresini sarmışlardı. Asım amcaları çocuklara farklı sporlar hakkında bilgilendirme yapıyor, onları yeteneklerine göre yönlendirerek sporcu lisansı çıkarıyordu. Sporcu lisansı için ona özgü söylemi, "Dört nüfus cüzdanı bir fotoğraf. Çabuk getir." bu şekilde oluşmuştu. Tabii kimsenin aynı anda dört nüfus cüzdanı yoktu. Ama çocuklar onun diliyle frekans yakaladıkları için dört vesikalık fotoğrafla bir kimlik fotokopisi istediğini anlarlardı. Asım amcaları sayesinde sürprizlerle dolu spor dünyasıyla tanışmaları için kapı aralanıyordu. O dönemin spor dünyası bugün çok aradığımız barışı, dayanışmayı ve kardeşliği kapsıyordu. Çocukların karakteristik yapılarına bunun gibi insani değerler aşılanıyordu. Asım Alkış bunu önemsiyordu. Böylece çocukların küçük yaşta yetişip yeteneklerinin peşinden gidebilmeleri için olanak sağlanıyordu. Bir Anadolu şehrinde renkleri ortaya çıkıyordu.

(Asım Alkış (ortada) ve öğrenciler)
Balkan göçmeni bir ailenin çocuğuydu Asım Alkış. 1929yılında Kütahya’da doğmuştu. Babası Akif Alkış, Karagöz camisinin hemen yakınına İstanbul Bakkaliyesi açmıştı. Burası için Kütahya'nın en mükemmel marketlerinden deniliyordu. Önlüklü bir iş ciddiyeti hakimdi. İşin bir ucundan da Asım tutuyordu. Ancak Asım'ın aklı spordaydı. Sporun her dalını merak ediyordu. Gençlik zamanında ulusal isim yapmış gazetelerin bölge bayiliğini aldıklarında, basın aracılığıyla dünya sporlarını takip edip Cumhuriyet Caddesinde yürürken şehirde nasıl uygulanabilir diye düşünüyordu. Azmiyle uygulanıyordu da. Böylece atletizmin farklı branşları Kütahya'yla tanış oluyordu. Kütahya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonunun (ASKF) kurucu başkanlığını da yapan Alkış için futbol farklı bir öncelik taşıyordu. Yıllar ilerledikçe Asım Alkış birçok amatör futbol kulübünün açılmasına doğrudan katkı bulunmuş, Kütahyaspor'un da altyapısını oluşturmuştu. Takımları o kadar benimsemiş ki çocuklar bir sonraki maçta temiz forma giysinler diye kirli formaları eve götürür, eşi Binnaz Hanım da yıkarmış. Ayrıca deplasman maçlarına gidildiğinde, evden zeytin peynir ne varsa getirir, gençlerle beraber kahvaltı yaparmış. Şarkı ve şiir söylemeyi de severmiş. Çocukların, sporcuların gönlü hoş olsun diye hep beraber İlham Gencer'in seslendirdiği "Bak bir varmış bir yokmuş eski günlerde" şarkısını söylerlermiş. 2024 yılından o döneme ışınlandığımızda gerçekten de çok güzel şeyler varmış Kütahya'nın özünde, o günlerde. Durumu olmayan çocukları veya gençleri de gözlemler, yardımda bulunurmuş. Bir çift krampon ve formayla o çocukların gözlerindeki ışıltının hiçbir şeyle kıyaslanamayacağını bilen insanlardanmış.
Asım Alkış ayrıca 1990 yılında Kütahya'nın ilk kadın futbol takımını kurmuştur. Kütahya Çinispor kadın futbol takımı için şehrin tüm kadın beden eğitim hocaları bu spor türüne yatkın kız öğrencilerini seçmeye başlamış. Kızlar gayretli bir şekilde çalışmış, Kütahya'yı diğer illerin takımları karşısında başarılı bir şekilde temsil etmek için ellerinden geleni yapmışlar. Çoğu kız öğrenci Kütahya Çinispor ile beraber ilk kez farklı şehirler görmüş, farklı kültürler tanımışlardır. Mücadele etmişler, azim göstermişler.

(Asım Alkış (solda) ve Kütahya Çinispor kadın futbol takımı İstanbul'da deplasman maçında)
Çünkü Asım amcaları onlara güvenmişti. Ancak Asım amcaları 1995 yılında vefat ettikten sonra takım eskisi gibi olamamış, sonraki yıllarda da destek bulamadığı için kapanmıştır. Tüm Kütahyalıların kalbini kazanan Asım Alkış, vefat etmeden önce dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i ziyaret ettiğinde, Demirel, Alkış'ı oturtmuş ve kendisi ayakta durmuştu.

(Asım Alkış dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i ziyaret etti. Demirel, Alkış'a yer vererek kendi ayakta durmuştu)
Çünkü Asım Alkış, Kütahyalı gençlere o zorlu koşullarda yeteneklerini keşfetmelerinde destek olduğundan dolayı saygıyı sonuna kadar hak ediyordu.
Not: Asım Alkış hakkında bilgiler için Kütahya ASKF Başkanı Murat Cengiz ve Asım Alkış’ın oğlu Sacit Alkış’a teşekkür ederim.