Geçmişte çok kullanılırdı, şimdi halen kullanılıyor mu bilmiyorum. Sanırım sağlıksız olduğu iddiaları, hatta kansere neden olduğu iddialarıyla eskisi kadar rağbet görmüyor. Teflon tavaların tercih edilmesinin en önemli nedeni de yemeklerin tavaya yapışmamasıydı.
Bu nedenle ben uzun yıllardır Akp iktidarını ve yandaşlarını teflon tavaya benzetirim. Üzerlerine asla bir şey yapışmaz. Sütten çıkmış ak kaşık gibidirler. Eğer bir yerde bir hata varsa mutlaka o ya geçmişten kaynaklanıyordur, ya başkalarının hatasıdır ya da en kötü ihtimalle dış güçlerdedir o hata. Aralarında suçlu yoktur. Hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk, yalan dolan nedir bilmez hiç biri. Hemen hepsi de dini bütün, mütevazi, değerlerine saygılı ve dava insanıdırlar. Parayla pulla hiç işleri olmaz. Kayırma nedir bilmezler.
23 yıldır bu ülkeyi yönetirlerken yaşanan onca acı olayın ardından bir tane hükümet yetkilisi çıkıp da, bu benim hatam, ben bu konuda suçluyum dediğini duydunuz mu ? Yapılan onca yanlışın ardından bir tanesinin istifa ettiğini gördünüz mü ?
Ne madenlerde ölenlerden, ne tren kazalarında ölenlerden, ne depremde ölenlerden, kurtarılamayanlardan söz etmeyeceğim burada. Gündemi takip eden herkes biliyor neler yaşadıklarımızı. Ne acılar çektiğimizi. Reva mı bu millete ?
76 canı yitirmişiz, yaşadıklarımıza bakın. Ortada yine suçlu yok, hatası olan kimse yok. Emin olun, ki ben eminim, birkaç gün sonra başka bir olay gündeme gelir ve bu yangın olayı da unutulur gider.
Bu kadar mı gözünüzü para hırsı bürüdü de insanların hayatını zerre önemsemez oldunuz ?
Bu kadar mı dünya nimetleri aklınızı çeldi de insanlığınızı yitirecek derecede mal-mülk sevdasına düştünüz ?
Hani hep denir ya, insanlar hak ettikleri şekilde yönetilir diye. Bu millet ne kadar değerlerini kaybetse de, bu kadarını, bu kadar kötü yönetilmeyi hak etmedi.
Çok merak ediyorum, bu ölümlerin sorumlusu olanlar, eşlerinin, çocuklarının yüzüne nasıl bakabiliyorlar. Geceleri uyku uyuyabiliyorlar mı ? Kabus görmüyorlar mı hiç ? Ölenlerin çığlıklarıyla uyandıkları kabuslar görmüyorlar mı hiç ? Hiç mi ?
İktidarlarının devam edebilmesi için, mevki ve makamlarının devamı için insanlıktan çıkmış tüm dünyadaki politikacılara lanetler olsun. Dava deyip de zavallı insanları peşinden sürükleyen, kendileri bir eli yağda, bir eli balda hayatlar süren tüm politikacılara lanet olsun.
Bu insanları tanımayan, yaşanan onca olumsuzluktan sonra hala çeşitli nedenlerle peşlerinden gidenler de suç ortağıdır. Bunun lamı cimi yok. Suç ortağıdırlar. Kimse kendini teflon tavadaki yemek gibi tavaya yapışmadan sıyrılmasın.
Herkes, ama herkes, hepimiz suçluyuz. Yaptıklarımızdan ve de yapmadıklarımızdan. Kenara çekilip, bizim başımıza gelmeyeceğini düşünüp, olup biteni izlemekle de en az sorumlular kadar suçluyuz. Bir gün bizim de, sizin de başınıza gelebilir. Vicdanınıza kulak verin ve doğruyu söylemekten, doğru davranmaktan korkmayın.
Keşke herkesin ömrü vicdanı kadar olsaydı.
NE OKUYALIM
Stefan Zweig’ın Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin’e adlı kitabını okumanızı öneririm. Kitabın kapağında Sebastian Castellio’nun 1551’de söylediği şu cümle vardır: Hakikatı aramak ve onu kendi düşündüğü gibi ifade etmek asla suç olamaz.
NE İZLEYELİM
Yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu Charlie Chaplin’in üstlendiği, 1940 yapımı The Great Dictator.