Düşünceyi ifade etme özgürlüğü, bireysel ve toplumsal açıdan çok önemlidir. Adalet kavramı siyasal, hukuksal ve toplumsal sorunların üzerinde düşünülmelidir. Bireyin kendini ifade etme özgürlüğü, yaşamın doğasına uygun, gerçekçi bir gereksinmedir. Düşünceyi ifade etme özgürlüğünün sınırları demokratik toplumun gereklerine uygun olmalıdır. Ancak bu sınırların başlayıp bittiği yerin hukuk ve özgürlük ikliminde, bağımsız ve tarafsız savcılar ve hakimlerce belirlenmesi gerekir. Birlikte yaşama kültürünü geliştiren, insanların temel haklarını koruyan ve yaşam alanlarını zenginleştiren kararlar, toplumun adalet duygusunu da geliştirecektir.
Adalet, idare, hukuk ve ceza alanlarında temel ilkeleri belirleyerek bu ilkeler doğrultusunda hukuk devleti olmayı zorunlu kılar. Her bireyin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, politik görüş, inanç, milli ve sosyal köken, servet statü ve diğer koşullar nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmaksızın yönetilme hakkı vardır. Toplumda yaşayan her birey uluslararası sözleşmeler ve anayasadaki temel hak ve özgürlüklerden, eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, uygarlık ve hukuk düzeni içinde onurlu bir yaşam sürdürme, maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine, doğuştan sahiptir.
Adaletli insan öncelikle kendini eleştirerek, karşısındakini anlamaya çalışır, önce kendini haklı görmez. Adil insan, kendini aşmış, içsel yolculuğunda huzuru bulmuş insandır. Gerekirse kendi kırılarak karşısındakini kırmamaya çaba gösteren insandır.
Adalet insanlar için toplum için nefes almak gibidir. Gerek insanların, gerekse de yaşadığımız doğanın oksijenidir.
Siz insanlara ve doğaya karşı adaletli davranmıyorsanız, size de adaletli davranılmadığında itiraz etmeye, sesinizi yükseltmeye hakkınız yoktur. Adaletli olunmasını istiyorsanız, öncelikle kendiniz adil olmak zorundasınız. Diğer insanların düşünceleri, yaşam biçimleri, ideolojileri her ne olursa olsun, o insanlara karşı yapılan adaletsizliğin önünde durabiliyorsanız, insan olabilmek adına büyük bir adım atabilmişsiniz demektir.
İnsan kendisine karşı da adil olmalıdır. Kendi değerlerinin farkında olmalı ve kendisine hazksızlık yapmamalı. Kendisine ve diğer insanlara karşı adil olmak üzerine kurgulamalıdır yaşantısını ve ilişkilerini.
Adil olmayan insan, aynı zamanda büyük bir hadsizdir. Haddini bilen insansa, aynı zamanda adil olmayı becerebilen insandır. Yalnızca kendi çıkarını düşünen hiç bir insan, yönetici ya da örgüt adil olamaz. Çünkü bencildir ve öncelikli olan yalnız ve yalnızca kendi çıkarlarıdır.
''Adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.'' Erich Auerbach
NE OKUMALI
Victor Hugo, Sefiller
NE İZLEMELİ
Yönetmenliğini Stanley Kramer'in yaptığı, başrollerinde Spancer Tracy, Marlene Dietrich ve Richard Widmark'ın oynadığı Nuremberg Mahkemesi.