Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yeni yönetmelik, sağlık alanında önemli değişikliklere imza atıyor. Dil ve konuşma terapistinden diyetisyene, fizyoterapisten hemşireye kadar birçok sağlık meslek mensubuna serbest çalışma hakkı tanınırken, bu değişikliklerin meslek grupları üzerindeki etkileri ise tartışma konusu oldu.
Yönetmelik, sağlık meslek mensuplarına serbest meslek icrası hakkı tanırken, her meslek grubu için belirli düzenlemelere de yer veriyor. Bu düzenlemelerden biri de diyetisyenleri doğrudan etkiliyor. Artık diyetisyenler, Sağlık Bakanlığı’ndan alacakları ruhsat ile mesleklerini serbest olarak icra edebilecekler. Ancak bu kolaylık beraberinde bazı kısıtlamaları da getiriyor.
SAĞLIKLI VATANDAŞLAR İÇİN SORU İŞARETLERİ
Diyetisyenlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, yalnızca doktor tavsiyesi üzerine danışan kabul edebilecek olmaları. Bu durum özellikle sağlıklı bireylerin diyetisyen desteği alamayacağı anlamına geldiği düşünülüyor, kafa karışıklıklarına yol açıyor. Sağlıklı bir kişi, beslenme desteği alabilmek için doktorun önerisiyle diyetisyene başvurmak zorunda kalacak. Diyeti ve beslenme alışkanlıklarını düzenlemek isteyen ancak herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan vatandaşlar için tedirgin edici bir engel.
Bunun yanında yönetmelikte diyetisyenlere yönelik diğer bir kısıtlama da teknolojik cihaz kullanımına ilişkin. Diyetisyenler, baskül dışında hiçbir teknolojik cihaz kullanamayacaklar. Özellikle vücut analizleri ve kas-yağ oranı ölçümü gibi işlemler için büyük bir sınırlama anlamına geliyor. ‘’Tanita’’ gibi vücut analiz cihazlarının kullanımının yasaklanması, diyetisyenlerin danışanlarının beslenme ve sağlık durumlarını daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmesini engelleyeceği tartışma konusu. Diyetisyenlerin kan tahlili isteme yetkileri de bulunmadığı için, danışanlarının eksik değerlerini veya sağlık ihtiyaçlarını doğrudan gözlemleme imkânları oldukça sınırlı kalmış durumda.
ENGELLER MESLEK ZAFERİ Mİ?
Diyetisyenlerin karşılaştığı bir başka zorluk, spor salonları ve zayıflama merkezlerinde çalışma engeli. Bu merkezlerde, diyetisyenler artık görev alamayacaklar. Düzenleme, diyetisyenlerin mesleki itibarlarını koruyacak bir uygulama olarak değerlendirilebilir fakat alanlarının da darlaştığını unutmamak lazım. Zayıflama merkezlerinde, zaman zaman ticari kaygılarla, diyetisyenlerin isimlerinin kullanıldığını ve bu merkezlerin daha çok kâr amaçlı hareket ettiğini gözlemlemiştim. Yönetmelik, diyetisyenlerin bu tür ortamlar yerine, daha profesyonel bir platformda çalışmasını sağlamayı hedeflediği görülüyor. Önemli bir sorun ise diyetisyenlerin bu platformları nasıl oluşturacakları ve danışanları nasıl bulacakları hala belirsiz.
DİYETİSYENLER ‘’ZAYIFLATICI’’ DEĞİLDİR
Diyetisyenlerin mesleki itibarını artırma yönünde bu düzenlemeler bazı olumlu adımlar atsa da danışan sayılarındaki azalma ve sınırlı çalışma alanları, meslek grubu için ciddi zorluklar oluşturuyor. Doktor tavsiyesi olmadan danışan kabul edememek, özellikle diyabet, çölyak hastalığı, polikistik over sendromu gibi durumlarda hastaların önlem amaçlı diyetisyen desteğinden mahrum kalmasına neden olabilir. Bu tür sağlık sorunlarının tedavisinde beslenme düzeninin ne denli önemli olduğu ise bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Örnek olarak şunu söyleyelim, polikistik over sendromunun tedavisinde beslenme düzeninin büyük rolü olduğunu biliyoruz. Ancak artık diyetisyenler, hastaların doğrudan kendilerine başvurmasının önüne geçen bu kısıtlamalar nedeniyle bu konuda hizmet sunmakta zorlanacaklar.
Yeni düzenlemeler, diyetisyenlerin daha düzenli, denetimli ve profesyonel bir şekilde hizmet vermesini sağlamayı hedeflese de bazı pratik zorluklar da ortaya çıkarıyor. Bu yönetmelik, mesleki itibar açısından olumlu bir gelişme olsa bile birtakım revizyonlara ve esnekliklere ihtiyaç duyulduğu aşikâr. Diyetisyenlerin mesleklerini icra edebilmesi için daha fazla destek, eğitim ve esneklik sağlanması gerektiği ortada. Bu yönetmelik, meslek gruplarının haklarını savunmaya yönelik daha güçlü adımlar atılmasına zemin hazırlarsa, sağlık sektörü tüm sağlık profesyonelleriyle birlikte daha verimli bir şekilde ilerleyebilir.
Diyetisyenlerin bu yeni düzenlemeye karşı büyük merakları ve soru işaretleri olsa da bazı kısıtlamalar nedeniyle yaşanacak zorluklar göz ardı edilmemeli. Geliştirilmeye ihtiyaç duyduğu düşünülen bu düzenleme, daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulabilir ve sağlık meslek mensuplarının beklentileriyle uyumlu hale getirilebileceği kanaatindeyim.
DİYETİSYENLERİN YENİ YÖNETMELİĞİ: MESLEKİ İTİBARLARI ARTACAK MI?
Mert Opuş
Yorumlar (1)