Dumlupınar Gazetesi’nde PINARDAN DAMLA ile yazmaya başladığımız yerden, verdiğimiz aranın sonrasında, kaldığımız yerden yazmaya devam… Köşemizin adı: KİLİT TAŞI… Kilit taşı ya da anahtar taşı; mimarlıkta taş örgüsünün kilitlenmesini sağlayan ve genellikle bir tonoz, bir kemer ya da bir kubbenin en yüksek noktasında bulunan taşa verilen isim… Kilit taşının üstlendiği fonksiyon, üstüne binen ağırlığı yanındaki taşlara aktarması… Kaldırım ve yollarda birbirine geçecek şekilde kullanılan taş, kilit taşı… Derdimiz, fikir kulvarında kilit taşını yerli yerine oturtabilmek…

Elmanın Anadolu’daki adı ‘alma’… Elma, tarih öncesi çağda Avrupa’da kendiliğinden yetişen yabani bir meyve… En bilindik elma çeşitleri… Amasya elması, demir elması, starking delicious elması, golden delicious elması, Jonathan elması, hüryemez elması, Granny smith elması… Elma, sembollerle yüklü, cennetin yasak meyvesi… Elma, antik çağda bütün dünyada sevilen bir meyve… Elma, vitamin deposu meyve… Elmanın bileşiminde % 85 su, % 12 şeker, % 0,45 protein, % 0,4 yağ, %1 azotlu maddeler, pektin, organik asitler, kalsiyum demir, fluor potasyum, magnezyum, silisyum, sodyum, manganez, çinko, bakır, fosfor, kükürt, bor ve tanen ile A, B1, B2, B3, B5, B6, B9, C, G, E, K ve PP vitaminleri bulunmakta… Vitaminler kabuğunda daha çok… Elmada suda eriyen vitaminlerin tamamı mevcut… Yüksek miktardaki C vitamini (100 gr meyve etinde yaklaşık olarak 13 mg civarında ) bir insanın günlük C vitamini ihtiyacına denk… Dilimlere bölünmüş 100 gr taze elmanın içerdiği besin değerleri: 58 kalori; 0,2 gr protein; 14.5 gr karbonhidrat: 0 kolesterol; 0,6 gr yağ; 1.8 gr lif: 10 mgr fosfor; 7 mgr kalsiyum; 0,3 mgr demir; l mgr sodyum; 110 mgr potasyum: 8 mgr magnezyum; 90 IU A vitamini; 0,03 mgr B1 vitamini; 0,02 mgr B2 vitamini; 0,1 mgr B3 vitamini; 0,3 mgr B6 vitamini; 0,5 mcgr folik asit; 10 mgr C vitamini ve 0,7 mgr E vitamini...

Elmayı ısırarak yemek ağız ve diş sağlığı için faydalı… Çiğneme periodontal (dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabî) hastalıklara karşı koruma sağlar… Elmanın, ciltte yaşlanma karşıtı ve nemlendirici etkileri bulunmakta… Elma, enerji verir, hücre koruyucudur… Elma, vücudumuzun su ve elektrolit düzeyinin belirli bir ölçüde tutulmasını (hidrasyonu) sağlar… Elma, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlar; diyabet ve obezite oluşumunun önlenmesine yardımcı olur; kronik hastalık riskinin azalmasına katkıda bulunur… Elma; tok tutar, iştahı keser, bağırsakları çalıştırır, bağırsak sağlığını destekler ve kabızlığı önler, bağırsak sağlığını korur, bağışıklık sistemini destekler… Elma, hücresel yaşlanmayı azaltır… Elma; karaciğer, akciğer ve kolon kanserine yakalanma riskini azaltır… Elmanın glisemik indeksi düşük, ancak meyve şekeri içerdiği için, ergenler, yaşlılar ve diyabet hastaları, elmayı ölçülü tüketmeli… Her şeyin azı karar, çoğu zarar mâlum…

Elma şekeri, meyvenin ve şekerin bileşimi… Elma şekeri, şeker pekmezine batırılarak şekerlenen ve çubuğa takılarak satılan elma… Elma şekeri; su ile şekerin kaynatılarak koyulaştırılmasından oluşan pekmez kıvamındaki sıvıya özellikle kırmızı elmaların batırılıp soğutulmasıyla yapılmakta… Elma şekeri, bütün elmaların cam şekeri veya karamel ile kaplanması vasıtasıyla hazırlanan bir şekerleme… Elma şekeri, elma hasatına yakın dönemlere denk gelen bayramlarda bolca tüketilen bir şekerleme… Nasıl mı yapılmakta? Şeker, su ve gıda boyası bir tencerede ağda kıvamına gelene kadar kaynatılır. Elmaların sapları koparılıp yerlerine elle tutacak şeklinde çubuklar saplanır. Şeker biraz soğuyunca elmalar tüm olarak içine batırılıp çıkarılır ve soğumaya bırakılır… Çocukluğumuzun anıları arasında kaldı elma şekeri… Sokak tezgâhlarında satılan, tutma saplarında değişik hayvan figürleri olan, kıpkırmızı tatlı mı tatlı mı, yedikçe içinden çıkan ekşi lezzetiyle, anlattıkça ağzımızı sulandıran elma şekeri... Elma şekeri, hijyen dikkat edilmeden üretildiğinde tehlikeli de olabilmekte… ABD'li bilim adamları, tahta bir çubuğa batırılarak satılan elma şekerlerinin listeria bakterisini çok hızlı bir şekilde ürettiğini, çoğalan bakterilerin insanı öldürebileceğini açıklamış… Elmanın üzerine eklenen tatlandırılmış maddenin ve tahta sapların, listeria bakterisini üretip çoğaltabileceği gerçeğini bilelim… ABD'de listeria bakterisinden 7 kişi ve henüz anne karnındaki bir bebek ölmüş… Çiğ etlerden geçen listeria bakterisinin gebelikte çok zararlı olduğu bilinmekte… Elma şekerinin nasıl yapıldığı ve nasıl tüketildiği önemli…

Elma ve şeker… Nostaljik takıldığımızda, ne elmadan ne şekerden vazgeçmek mümkün… Aşk, elma şekeri gibidir… Elma şekerini tatlı tatlı yeriz, sonunda elimizde kalan çubuğu/kazığını neyleriz ki… Elmalı ve şekerli olmak, üslubumuza yansıdığında güzel… Yeter ki her birimiz elmalı olalım, el malı olmayalım… Yerli ve millî olalım… Elma şekeri, elma ve şekeri gibi olalım… Tadında, kıvamında ve katkısız olalım… Ya yiyelim her gün bir elma, ya doktor gelir kapımıza… Elbette çürük elma da, olmamak gerek… Tek bir çürük elma, tüm sepeti mahveder… Bir çürük elma kasadaki bütün elmaları çürütür… Fâcia olanı ise, bir elmanın iki yarısı olmaya çalıştığımız kişinin armut olması… Kendimizi nasıl teselli edelim? Gökten üç elma da düşebilir, üç yıldırım da… Sonuçta, yediğimiz elma şekerinin, sadece sapı kalır elimizde… Elma dersem mi, armut dersem mi, elma şekeri dersem mi çıkarsın? İyisi mi, elmanın, armudun ve elma şekerinin iyisini ve kalitelisini yiyelim… Her ne kadar armudun iyisini yiyen belli olsa da, yediğimiz halt olmasın yeter ki… Başımıza düşen bir elma olsun; kim bilir Newton’u hatırlarız… Hayat, elma misâli… Hayatın ve elmanın tadına varmak için ısırmak gerek… İnsan bu, özünde düşünce barındırır… Bir elma, elma ağacını barındırır… Elmaya kazık çakınca elma şekeri olmuyor tabii… İçi hep çürük çıkan elma şekerine sözümüz yok… Mesele, elmanın yarısını yedikten sonra elimizde bütün bir elmanın kalmayacağını görebilmekte… İki yarım elmanın her bir yarısı diğerine muhtaç, bir bütün olabilmek için... Yarım elma ile gönül almayı da bilmeli insan… Yarım elma ile gönül almak, eldekini konu komşu ile yoldaş ile muhtaç ile paylaşmanın ve kalp kazanmanın güzel ifadesi… Bize düşen, bir elmanın çekirdeğinde gizlediği tohumu toprakla buluşturup sulamak olmalı… Başımıza elma düşmesini bekleyerek mutlu olmayı ummaktansa, bir elmayı gönül dostumuzla birlikte dişlemeliyiz… Harekette bereket var… Yapmamız gereken tek şey, harekete geçmek… Uzanıp da alamadığınız elmayı, ağaca tırmanarak alabiliriz… Kızılelma’ya giden yol da böyle… Emek ister, sabır ister, en önemlisi çalışmak ister… Kafamızdaki soruların doğru cevabını bulunca, elma şekerini afiyetle yiyebiliriz… “Elma olgunlaşınca düşer. Peki, neden düşer? Yer çekimi yüzünden mi, sapı inceldiği için mi, rüzgâr salladığı için mi, altında duran çocuk onu yemek istediği için mi?” (Tolstoy)…

Elimizdeki elmayı, elma şekerini yere düşürünce, elmayı, elma şekerini yiyip bitirince, vardığımız noktada, hayata bir virgül koyup sonunda üç nokta koyabilmektir, belki en mühim olan şey… Selam, sevgi ve saygılarımla.