Toprak, Ateş, Hava, Su.

Hayat bunlarla kâimdir. Bunlardan biri olmazsa hiçbir canlı yaşayamaz.

Kütahya suyu bol, toprağı bereketli, havası hoş bir şehirdir.

Tarih, kültür ve sanat şehridir. Bağrından sayısız kültür ve sanat adamı çıkmıştır. Bunlardan biri de Evliya Çelebi'dir. Her ne kadar İstanbul'da yaşasa da o bir Kütahyalıdır.

Çelebi, 1671 yılında Üsküdar'dan yola çıkar. Kadıköy, Kartal, Pendik, Gebze, İzmit, Bursa, İnegöl, Tavşanlı güzergâhını izler ve Kütahya'ya gelir.

Kütahya onun ata diyarıdır. Babası Mehmet Zılli Efendi İstanbul'a Kütahya'dan göçmüştür. Dedesi Kara Ahmet Ağa'nın kabri Kütahya'dadır. Bu nedenle Kütahya'ya özel bir sevgisi vardır.

Seyahatname'nin 9.cildinde şu bilgileri verir:

Kütahya Anadolu tahtıdır. Suyu bol bir şehirdir. Binden fazla kaynaktan su çıkar. Otuz çeşmesi, kırk sebili ve kırk sekiz âb-ı hayat gözesi vardır. Cana can katan saf, berrak, tatlı, hafif ve soğuk sularından içenler hayat bulur. Bundan dolayı insanları kırmızı yüzlü ve sağlam vücutludur. Pınarlarının her birinin insan sağlığına özel faydası ve tesiri vardır. Hazmı kolaylaştırır, iştahı açar. Bu sudan içen bir kişi, bir kuzuyu tek başına yiyebilir. Tecrübe edilmiştir ki Ulu Cami önünde Germiyanoğlu imareti içindeki su, can sıkıntısını ve kalp çarpıntısını giderir. Bu imarete bitişik iki saki-hane vardır ki Hezardinâr vezirin hayratıdır.

Evliya Çelebi, Kütahya'nın kaplıcalarından da övgüyle söz eder. Yoncalı'daki kaplıca sularının yetmiş çeşit özelliği olduğunu ve cüzzam başta olmak üzere pek çok hastalığa şifa kaynağı olduğunu belirtir.

Kütahya’nın dört çeşit armudu, yedi çeşit sulu kirazı olur, der.

Çelebi’nin ifadesine göre o tarihlerde Kütahya’da 23 saray hamamı ve 9 halk hamamı vardır.

Beyaz berrak ilik gibi paçası, tennur kebabı ve zerdesi meşhurdur.

Evliya Çelebi Kütahya'nın ekmeğinin lezzetli olduğunu söyler ve "... beyaz ekmeği meğer Kerkük şehrinde ola!" der.

Kütahya o zamanlar zengindir, varlıklıdır ve müreffehtir. Şimdi ise yoksul!..

Eski konakların, hamamların, sarayların, çeşmelerin yerlerinde yeller esiyor.

Şifa kaynağı suların kıymetini bilen yok! Paçanın yerini mercimek aldı.

Kebap yiyen azaldı; hamur işlerine döndük. Bol bol cimcik yiyoruz.

Eskiden alış veriş için komşu illerden Kütahya'ya gelinirmiş. Şimdi ise Kütahya'dan komşu illere gidiliyor.

Her seçim öncesi müjde diyerek vaatler veriliyor; fakat seçim sonrası her şey unutuluyor.

Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar derler; fakat bu şartlar altında ister istemez insan Evliya Çelebi'nin anlattığı o eski Kütahya'yı arıyor.