Hubris, aşırı derecede kendini beğenme, aşırı gurur ve güç zehirlenmesi kavramlarını içerir.
İlk kez 2010 yılında 'Brain' adlı psikoloji dergisinde Jonathan-Davidson Lord Davin Owen tarafından incelenmiştir. Kavram, Yunan mitolojisindeki 'Nemesis'e dayandırılır; Yunan edebiyatında lider-kibir ilişkilerinin farklı bakış açıları da vardır; liderler bazen kendi kibirlerini oluşturur: Agamemnon gibi. Bazen de Xerxes gibi geçmiş kuşağın zaferlerinin kibirlerini çalar; Ikarus efsanesi gibi. Her ne şeklilde olursa olsun kibir; liderin efsaneye giden başarı öyküsünün trajediye dönüşümüdür.
Hubriste genel kanı, abartılı bir gurur, ezici bir kendine güven ve başkalarını küçümseme davranışlarının bir arada bulunduğudur. Bu özelliklerin hangilerinin kurum ve çalışanlar için yararlı ya da zararlı olacağını belirleyen etken ölçüdür.
Liderin, sahip olduğu gücü, başkalarının yaşamlarını tehlikeye atacak derecede nasıl kullanabileceği, insan olmanın doğasına ters gibi görünebilir. İrlandalı Nöropsikolog Ian Robertson, Kazanan Etkisi:Başarının Bilimi ve Nasıl Kullanılacağı adlı kitabında, ''Gücün beyin üzerindeki etkilerinin kokain benzeri uyuşturucularla benzerlikler taşıdığını belirtir; beynin ödül ağında dopamin etkinliklerini artırarak beyin işlevini belirgin şekilde değiştirir, bu değişiklik korteksi (beyin kabuğu) etkileyerek düşünce yapısında büyük değişikliklere yol açabilir'' demektedir.
David Owen ve Jonathan Davidson, sıraladıkları bu belirtilerden sadece dört tanesini gösteren kişilerin, güç zehirlenmesine yakalandığını söylerler. Güç zehirlenmesi hastalığına yakalanan bir kişinin durumunu şöyle özetlerler:
Dünyayı, güç kullanımı yoluyla kendini yücelteceği bir yer olarak görür.
Öncelikle kişisel görünüşünü geliştirme amaçlı hareket eğilimi sergiler.
Söylemleriyle orantısız endişe içerisinde olduğunu her hareketi ile belli eder.
Etkinlikleri ile ilgili konuşurken kendini yüceltme eğilimi taşır.
Kendisini ulus veya üyesi olduğu kuruluşla bir tutar.
Kendisinden üçüncü tekil şahıs zamiriyle ya da 'biz' diye söz eder.
Kendi yargılarına aşırı güzen duyar, başkalarının öneri ve eleştirilerini küçümser, onları aşağılar, alay eder.
Herşeyi kişisel olarak başarabileceğine inanır.
Çevresindeki insanlara, halka ya da hukuğa değil, tarih ve tanrıya hesap vereceğine inanır.
Gerçeklerle ve gerçeklikle bağının koptuğunu göremez.
Kuruntulu bir ruh hali, huzursuzluk, acelecilik, düşünmeden karar alma ve benzeri özellikler gösterir.
Kibirli tarzından dolayı gerçekçi kararlar alamaz, yanlışları doğruymuş gibi gösterir; davranışlarının sonuç ve bedellerini etik, dürüstlük, inanç gibi 'geniş tasarımlara' dayandırır.
Aşırı özgüveni ile işlerin ters gidebileceği düşüncesinden yoksun olması, uygunsuz politikalar oluşturmasına neden olur.
Neyse ki ülkemizde hubris sendromu ya da güç zehirlenmesi yaşayan yöneticilerimiz hiç yok...
NE OKUMALI
Aslında konuyla ilgili olarak Hitler'in yazdığı Kavgam adlı kitabı okumanızı önerirdim, ama önermiyorum. Zamanınıza ve paranıza yazık.
NE İZLEMELİ
Yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu Charlie Chaplin'in yaptığı Büyük Diktatör.