İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin fedaisi; Şemsi Paşa Suikasti’ni organize eden ve II. Meşrutiyet’e giden kapıyı ardına kadar aralayan kişi; “İlk Türk Cumhuriyeti” olarak bilinen Garbî Trakya Hükûmeti’nin kurucusu; Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucu başkanı ve Teşkilat’ın Kafkasya’dan Orta Doğu’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar yürüttüğü onlarca özel harp faaliyetinin baş mimarı… Türk gayrinizami harp tarihinin en önemli ismi ve tarihçiliğimizin hakkını teslim edemediği sayısız kahramandan biri Süleyman Askerî Bey…Gönülden bağlı olduğu, uğruna canından geçtiği Osmanlı Devleti’nin muzaffer olması için hiçbir mücadeleden kaçınmayan Süleyman Askerî Bey, büyük bir savaş meydanına ilk defa 1911’de İtalyanlara karşı durmak için Trablusgarp’ta çıktı. Burada Enver Bey’in kurmay başkanı olarak ölümüne savaştı ve ömrünün geri kalanını çatışmada vücuduna giren ancak doktorların çıkaramadığı Trablusgarp hatırası bir mermiyle geçirdi. Sonrasında Balkanlar’daki karışıklıkları dindirebilmek ve buradaki Türk varlığını koruyabilmek adına bölgede Garbî Trakya Hükûmeti’ni kurdu.
Kurucu başkanı olduğu Teşkilat-ı Mahsusa’nın Osmanlı coğrafyasının ve dünyanın dört bir köşesinde yürüttüğü onlarca özel harp faaliyetinin stratejistiydi.
Bağdat Valisi Süleyman Nazif'in tabiriyle; "Vatanından başka her şeyini isteyerek ve gülerek feda etmiş bir Osmanlı" Süleyman Askerî.
I. Dünya Savaşı'ndan bir yıl evvel Enver Paşa tarafından kurulacak olan Teşkilatı Mahsusa'nın ilk nüveleri de yine Trablusgarp'ta atıldı. Zira I. Dünya Savaşı esnasında üç kıtada mücadele eden imparatorluğun ihtiyacı olan; casusluk, karşı casusluk, sabotaj, mühimmat nakli gibi önemli görevlerin yerine getirilmesinde çok önemli fonksiyonları olan bu örgütün en önemli ayaklarından birini de Süleyman Askerî ve onun icraatları oluşturacaktır.
Çetelerden ele geçirilen ve İstanbul'dan takviye edilen silahlarla, gönüllülük esası merkeze alınarak halktan bir tabur oluşturdu Süleyman Askerî. Meriç'in doğu yakasına geçmesi için yaptırımlar kapıda belirmeye başladı. Zaten mali bunalımda olan ve Fransa'dan borç almak için girişimlerde bulunan Babıali, baskılara dayanamaz hale gelmişti ve faaliyetlerin sonlandırılıp geri dönmeleri için emir gönderdi bölgedeki birliklere. Aynı zamanda Muhacirun adlı göç komisyonunun müdürlüğünü de yürüten Süleyman Askerî, geri dönülürse bölgedeki Müslüman kıyımının katlanarak devam edeceğini bildirerek verilen emri protesto ettiğini merkeze bildirdi ve tarihe Batı Trakya Türk Cumhuriyeti olarak geçen bir devletin kurulmasına ön ayak oldu.
Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, Avrupa'nın yoğun baskıları sonucu Babıali tarafından Bulgarlara terk edilirken artık direnecek bir şey kalmadığını gören Süleyman Askerî de İstanbul'a geri dönmeye karar verdi.
I. Dünya Savaşı başlayıp İngilizlerin Irak'ta petrol kaynaklarının yer aldığı Basra'yı işgal etmesi üzerine ise bölgeyi kurtarmak için görevlendirilen Askerî Bey, Teşkilat-ı Mahsusa reisliğinin yanında bir de Irak Genel Komutanı'dır artık.
Süleyman Askerî Bey İngilizlerle olan harbin ikinci safhasına, koltuk değnekleri yardımıyla bazen de sedye üzerinde katıldı, son harekâtı bizzat sedyede yönetti. Osmanlı kuvvetlerinin gerçekleştirmeye çalıştığı saldırının başarısız olduğunu gören düşman kuvvetlerinin, karşı taarruza geçmesiyle Arap aşiretleri kaçıp dağılmaya başladılar. Böyle bir anda onlara şöyle seslenecektir Askerî: "Kadınların bile harp etmesini beklediğim böyle müşkül ve hayati bir zamanda harbe seyirci kalmaktan utanmıyor musunuz? Köpekler bile mahallelerine yabancıları yaklaştırmazlar. Onlar kadar bile olamadınız."
Savaşın kızıştığı ve etrafına şarapnel parçaları yağdığı bir anda zorla arabaya bindirilen Süleyman Askerî, Arap aşiretlerin resmen karşı tarafa geçtiğinin haberini alması üzerine bütün ümidini yitirecek ve bulunduğu arabada silahını kafasına ateşleyerek intihar edecektir. Öldüğünde sadece 31 yaşında olan Süleyman Askerî, Nuhayle'deki ordu karargâhında yapılan törenin ardından kendi çadırının bulunduğu noktaya defnedilir. Kendisine sayısız kahramanlıklarından dolayı Şûrâ-yı Devlet kararıyla şehit unvanı verilir, eşine de maaş bağlanır.
NE İZLEMELİ
Yönetmenliğini Levent Semerci’nin yaptığı, başrolünü Mete Horozoğlu’nun oynadığı Nefes: Vatan Sağolsun
NE OKUMALI
Süleyman Tekir, Süleyman Askeri Bey..
SÜLEYMAN ASKERÎ BEY Teşkilat-ı Mahsusa’nın İlk Başkanı
Osman Buharalı
Yorumlar