1980’li yılların ortalarında üniversiteyi Eskişehir’de okudum. Evde olsun, dışarıda olsun, arkadaşlarla çok içmişliğimiz vardı. Hatta eve misafir geldiğinde paramız yoksa, Bakkal Ali’den alırdık rakıyı, o da yazardı. Olduğunda hemen öderdik.
Bu süre içerisinde bırakın uyuşturucu kullanmayı, onca sohbetlerimiz arasında uyuşturucunun bir kez olsun sözcük olarak dahi kullanıldığını hatırlamıyorum. Uyuşturucu nedir bilmezdik biz. Çevremizde de uyuşturucu kullananları hatırlamıyorum.
Sorsanız kimleri affetmezsin diye: Uyuşturucu satıcılarını, küçük çocuklara musallat olanları, bir de kadın satıcılarını affetmem derim.
Geldik bugüne...
Araştırma sonuçlarına göre artık ortaokul yaşlarına inmiş uyuşturucu kullanımı.
Ne ara bu ülke bu hale geldi ? Kimler nasıl, nereden buluyor da, satıyorlar bu kadar uyuşturucuyu ?
Neden Avrupa’nın, Latin Amerika’nın uyuşturucu baronları İstanbul’un en güzel semtlerindeki villalarda oturuyor ? Neden uyuşturucu baronlarının çatışma sahnelerine maruz kalıyor İstanbul sokakları ?
Bir suçu ya da suçluyu yakalamanın en kolay yolu parayı ya da suçlunun yanındaki kadını takip etmektir. Bu kadar mı zor bu insanları yakalamak ? Onca uyuşturucu nasıl oluyor da gümrüklerimizden geçebiliyor ?
Vergi vermeden ya da üç kuruş vergi vererek, hesapsız paralar harcayanları mali sorguya çekip, yasal gelirini ispatlayamadığı takdirde bütün varlıklarına el koymak çok mu zor. Ciddi bir devletin, milletini, çocuklarını ve geleceğini düşünen bir devletin bu önlemleri alması bu kadar mı zor ?
Biz kabile devleti değiliz ki. Yasalarımızla (her ne kadar yetersiz olsa ve adil olarak uygulanmasa da), askerimizle, polisimizle güçlü bir devletiz. Ve ben inanıyorum ki, kolluk kuvvetlerine gereken yetki ve koruma sağlanırsa, bu pisliklerin alayını temizler. Hem öyle bir temizler ki, bu it-çakal sürüsü fareler gibi dağılır ve kafalarını bile dışarı çıkaramazlar.
Geçmişteki Türkiye ile övünürdük. Bizim aile yapımız sağlam, eğitim düzeyimiz gayet iyi, geleneklerimiz, göreneklerimiz yerinde, törelerimiz bazen yasaların üzerine çıkar, insanlar yasal yasal olsa bile töreye uygun olmadığı için toplumun hoş görmediklerini yapamazdı. Batılı ülkeleri küçümserdik, aile yapıları çok bozuk ve dağınık diye. Gençleri uyuşturucunun batağına saplanmış durumdalar diye. Bugün bizim düştüğümüz duruma bakın...
Zavallı gençlerimiz uyuşturucu batağına saplanmış durumda. Aileler perişan, üstelik de son derece bilinçsiz.
Yarın her şey için çok geç olabilir. Uyuşturucunun batağına saplanmış gençler ve aileleri için. Bugünden tezi yok hükümet en keskin yasaları çıkararak, en üst düzeyde yetkileri ve yasal korumayı kolluk güçlerine vererek, gümrüklerden kuş uçurtmayarak bu belanın önünü kesmeli.
NE OKUYALIM
Christiane F. tarafından yazılan, Eroin-Christiane F.'in Korkunç Anıları
NE İZLEYELİM
Yönetmenliğini Felix Van Groeningen’in yaptığı başrolünü Steve Carell’in oynadığı Güzel Oğlum.