Kutadgu Bilig, İslâmî Türk edebiyatının bilinen ilk eseridir. 6645 beyitten oluşan manzum bir siyasetname kitabıdır.
Yazarı Balasagunlu Yusuf adında âlim ve fâzıl bir kişidir. Eserde kendisi ile ilgili ifadelerden onun bugünkü Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'in 50 km. doğusunda bulunan ve “Kuz Ordu” adıyla da bilinen Balasagun şehrinde doğup büyüdüğünü, Kutadgu Bilig’i yazdığı zaman ellili yaşlarda olduğunu öğreniyoruz.
Karahanlı Türkçesi ile yazılan Kutadgu Bilig, sade ve yalın dili, sanatlı üslubuyla geniş Türk ülkelerinde sevilerek okunmuş ve el üstünde tutulmuştur.
Eserin adı Türkçedir. “Kut” kelimesi Türkçede mutluluk-saadet demek, “bilig” ise bilgi demektir. Dolayısıyla eserin adı “Mutluluk Bilgisi” ya da “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelir.
Balasagunlu Yusuf eserinde hikâye tekniğiyle iki dünyada mutlu olma yollarını sade ve yalın bir Türkçe ile anlatır.
Balasgunlu Yusuf, Kutadgu Bilig’i 1069 yılında Balasagun’da yazmaya başlar, 18 ay sonra Karahanlı devletinin başkenti Kaşgar’da tamamlar ve eseri koltuğuna aldığı gibi Karahanlı Sarayı’na giderek hükümdar Tabgaç Buğra Han’a takdim eder.
Eseri çok beğenen Buğra Han, Balasagunlu Yusuf’u sarayında görevli hâciplerin başına has hâcip yaparak ödüllendirir. Böylece o güne kadar kimsenin bilmediği, tanımadığı Balasagunlu Yusuf tarihe Yusuf Has Hâcib olarak geçer.
Karahanlı devlet sisteminde hâciblerin saraya gelen ziyaretçileri bizzat kabul etmek, özellikle fakir, dul, öksüz ve yetimlerin istek ve şikâyetlerini hükümdara arz etmek, onlara yol göstermek, gerektiğinde hükümdarın huzuruna çıkarmak, huzura kabullerde protokol kurallarını uygulamak, elçilerin geliş gidişlerinde onları karşılayıp uğurlamak, hediyelerini temin etmek gibi görevleri vardı.
Balasagunlu Yusuf’un atandığı has hâciplik makamı ise sadece hükümdarın özel hâciblik makamı olup günümüzde cumhurbaşkanlığı özel kalem müdürlüğüne denk gelecek bir makamdır.
Kutadgu Bilig’in günümüze kadar gelen üç el yazması vardır. Bunlar Herat nüshası, Mısır (Kahire) nüshası ve Fergana Nüshası’dır.
Bu tür yazma eserler genellikle bulundukları yerin adıyla bilinmektedir. Arap harfleriyle yazılmış olan Mısır nüshası şu anda Mısır’ın başkenti Kahire’de Devlet Kütüphanesinde; aynı şekilde Arap harfleriyle yazılmış Fergana nüshası ise Özbekistan’ın Taşkent şehrinde el-Birûnî Enstitüsü’nün kütüphanesinde muhafaza edilmektedir.
Afganistan’ın batısında tarihî bir şehir olan Herat’ta bulunduğu için Herat Nüshası olarak adlandırılan Kutadgu Bilig kitabı ne yazık ki şu anda Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunmaktadır.
Bu kıymetli eserin Herat’ta başlayıp Tokat ve İstanbul üzerinden Viyana’da sona eren 330 senelik tarihi yolculuğu ise şöyle olmuştur:
Fâtih Sultan Mehmed ile oğlu II. Bayezid zamanında Osmanlı sarayında Uygur yazısını ve Çağataycayı iyi bilen kâtipler bulunurdu. Bu kâtipler padişahın Doğu Türklerine gönderdiği mektup ve fermanları iki nüsha halinde Uygur ve Arap harfleriyle ve Çağatayca yazardı. Semerkant’tan gelmiş aynı zamanda şair olan Abdürrezzak Bahşı bu kâtiplerden biriydi. Bu zât Yusuf Has Hâcib’in 1069-1070 yıllarında yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserin istinsah edilmiş yani tekrar yazılmış bir nüshasının Herat’ta olduğunu biliyordu.
Nihayet 1474 yılında Fatih Sultan Mehmet’in izniyle ilk Osmanlı Şeyhülislâmı Molla Fenâri’nin torunu Alaaddin Ali Fenâri Kutadgu Bilig’i alıp gelmesi için görevlendirildi. Alaadin Ali Fenârî küçük yaşta Herat, Semerkant ve Buhara'ya giderek tanınmış hocalardan ders görmüş âlim bir kişiydi ve o bölgeyi gayet iyi biliyordu. Bursa kadılığı, müderrislik ve kazaskerlik yapan Alaadin Ali Fenâri Herat’a giderek Kutadgu Bilig’i alıp Tokat üzerinden İstanbul’a getirir.
Yaklaşık 330 sene İstanbul’da kalan ancak zamanla kıymeti bilinmeyip unutulan Kutadgu Bilig 1799-1806 yılları arasında İstanbul’da Avusturya Konsolosluğunda görev yapan tarihçi Joseph von Hammer (ö.1856)’in eline geçer. Batı dillerinin yanında Türkçe, Arapça ve Farsçayı da iyi bilen, ayrıca Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması’na kadar geçen tarihini on cilt halinde Almanca olarak yazma başarısını gösteren Hammer, Kutadgu Bilig’i Viyana’ya götürür. Uygur harfleriyle yazılı bu kıymetli eser hâlen Viyana'da Devlet Kütüphanesi'nde özenle saklanmaktadır.
Londra, Paris, Vatikan, Petersburg, Berlin, Roma kütüphanelerinde Kutadgu Bilig gibi, binlerce kıymetli eserimizin olduğunu belirterek son sözü Yusuf Has Hâcib’e bırakalım:
Sözüm sözledim men bitidim bitig
Sunup iki ajunnı tutğu elig
(Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap uzanıp iki dünyayı tutan bir eldir.)