Bundan yaklaşık on yıl önceydi.
"Yetenek Sizsiniz" programına Azamat Abdumirza adında bir Kırgız çocuğu yarışmacı olarak katılıyor.
Acun Ilıcalı çocuğun abisine soruyor: "yaş kaç?"
Genç, cevap veriyor: "cıyırmi eki!"
Acun anlıyor.
Hülya Avşar, Acun'un "cıyırmi eki" yi "yirmi iki" olarak nasıl anladığına şaşıyor ve güzel (!) Türkçesiyle Acun'a "yuuh!" çekiyor.
Programa katılan Kırgız çocuğuna, "Birden ona kadar Kırgızca sayar mısın?" diyorlar.
Çocuk başlıyor saymaya, "bir, eki, üç, tört..."
Acun, Hülya ve bütün salon kahkahalarla gülmeye başlıyor.
Kırgız çocuk, "beş, altı, ceti, segiz, toğuz, on.." diye sayacak ama sayamıyor.
Sadece salonun neden güldüğünü anlamaya çalışıyor.
"Hayır!", diyorlar tercümana, "Türkçe değil Kırgızca saysın!"
Şaşkın tercüman, çocuğa Rusça olarak söylüyor, "Kırgızca say!", diye.
Çocuk yine başlıyor "bir, eki üç, tört.."
Salon yine kahkahalarla gülmeye başlıyor.
Kırgız çocuk "beş, altı, ceti, segiz, toğuz, on.." diyecek ama yine diyemiyor.
Hâlâ anlamıyorlar Kırgızcanın Türkçenin bir şivesi olduğunu...
Acun soruyor tercümana, "Kırgızca Türkçeye benziyor mu?"
Şaşkın tercüman, "hayır" diyor.
Defalarca çocuğa Kırgızca saymasını istiyorlar; ama çocuk her defasında "bir, eki, üç, tört..." deyip gülüşmelerden arkasını getiremiyor.
Acun şaşırıyor, Hülya'nın cehaleti zirve yapıyor.
Şapşal tercüman "Biraz Türkçe biliyorlar." diyerek açıklamaya çalışıyor.
Şimdi ben de ülkemizin en çok bilinen ve tanınan program yapımcısı Acun Ilıcalı'ya, en şöhretli sanatçılarından biri olan Hülya Avşar'a ve salonu dolduran gençlere soruyorum:
Siz hangi okullarda okudunuz?
Hiç Türk Dili ve Edebiyatı ve Tarih dersleri okumadınız mı?
Bir milyon dize uzunluğunda, dünyanın en uzun doğal destanı olan Manas'ı duymadınız mı hiç?
Size Kırgızların Türk olduğunu, Kazakça, Özbekçe, Türkmence, Azerice, Uygurca, Başkurtça ve Tatarca gibi Kırgızcanın da Türkçenin bir şivesi olduğunu söyleyen olmadı mı?
Siz Acun Ilıcalı, Güney Afrika'dan Hawai'ye, Avustralya'dan Portekiz'e kadar yüzün üzerinde ülkede program yaptınız.
Plajlarda yarı çıplak kadınlarla İngilizce konuşarak yaptığınız programları bu milletin saf ve temiz insanlarına yıllarca seyrettirdiniz...
Bir kere de Urimçi'ye, Almaata'ya, Bahçesaray'a, Bişkek'e, Aşgabat'a, Buhara'ya, Semerkant’a, Kaşgar'a, Tebriz'e yol düşürseydiniz de bu gülünç durumlara düşmeseydiniz.
Siz Hülya Avşar, İngilizce, İspanyolca yerine biraz da Kırgız müziği dinlerseniz Kırgızcanın Türkçeden başka bir şey olmadığını anlarsınız.
Ayrıca şunu da bilin ki, sadece Kırgızistan'da değil, Türk dünyasının her yerinde sayılar hep aynıdır.
Size gelince gençler!
Sizin suçunuz, günahınız yok bu konuda.
Bu ülkede, sadece adı "millî" olan bir eğitim sistemi var.
Bu ülkede, "Türk'üm" diyen insanları "ırkçı, Turancı" diyerek aşağılayan ve bizi Türklükten adım adım uzaklaştırmaya çalışan bir zihniyet var.
Aynı tarihten gelen, aynı dili konuşan, aynı değerlere sahip ancak değişik coğrafyalarda yaşayan büyük Türk milletinin birbirine olan muhabbetini yok etmeye çalışan Türk düşmanları kol geziyor aramızda.
Rabbim bunlara fırsat vermesin!..