1896 yılından bugüne kadar dört yılda bir yapılan ve dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Olimpiyat oyunları yüzlerce farklı ülkeden sosyal, kültürel, etnik, dinî ve mezhepsel gibi birçok açıdan farklı insanların bir arada gerçekleştirdiği bir spor etkinliğidir.
Şüphesiz bu etkinlik, insanların barış içinde yaşamasına, dostluk ve kardeşlik duygularının gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır.
Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi bugüne kadar 33 defa (1906’da Yunanistan’da yapılan ara olimpiyatlar hariç) yapılan Olimpiyat oyunlarına en fazla ev sahipliği yapan ülkeler ABD ve İngiltere oldu.
Talip olmasına rağmen ne yazık ki Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak Türkiye’ye hiç nasip olmadı.
Bu yazımda 2012 - 2016 - 2020 ve 2024 Olimpiyatlarının ülkemiz açısından kısa bir değerlendirmesini yapmak istiyorum.
2012 Olimpiyat Oyunları İngiltere’nin başkenti Londra’da yapıldı. Türkiye oyunlara 16 spor dalında 66 kadın, 48 erkek, toplam 114 sporcuyla katıldı. Tekvandoda 1 altın, 1 gümüş; atletizmde 1 altın, 1 gümüş ve güreşte 1 bronz olmak üzere toplam 5 madalya kazanan Türkiye madalya sıralamasında 32. sıradaydı. Ne yazık ki 1500 metre atletizm müsabakalarında altın madalya kazanan sporcumuz Aslıhan Çakır ALPTEKİN’in dopingli olduğu tespit edildi ve altın madalya geri alınarak aynı yarışmada ikinci olan takım arkadaşı Gamze BULUT’a verildi. Bu Türkiye için utanç verici bir durumdu. Ne gariptir ki Gamze BULUT’un da dopingli olduğu ortaya çıktı ve altın madalya ondan da geri alındı. Böylece Türkiye 16 spor dalında 114 sporcuyla gittiği Londra’dan 3 madalya ile döndü ve altın madalya sıralamasında 46. sıraya, toplam madalya sıralamasında 45. sıraya düştü. 2 milyon nüfuslu Slovenya, 3 milyon nüfuslu Litvanya, 4 milyon nüfuslu Gürcistan, 5 milyon nüfuslu İrlanda, 9 milyon nüfuslu İsviçre Türkiye’den daha fazla madalya kazandı.
2016 Olimpiyat Oyunları Brezilya’nın başkenti Rio de Jeneiro’da yapıldı.
Türkiye oyunlara 48 kadın, 55 erkek olmak üzere toplam 103 sporcu ile katıldı. Bu sporcuların 29’u devşirme idi. Kendi evlatlarını iyi yetiştirip başarı sağlayamayan Türkiye devşirme sporculara bel bağlamıştı; fakat yine hüsrana uğradık ve 29 devşirme sporcudan sadece 3’ü madalya alabildi.
Ülkemizin nüfusuna ve ekonomik seviyesine göre alması gereken madalya sayısı 68 iken oyunlar sona erdiğinde sporcularımız 1 altın, 3 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalya kazanabildiler. Bunların 5’i güreşçilerimize aitti. En fazla sporcu sayısı ile katıldığımız (31 sporcu) atletizm dalında sadece 1 bronz madalya alabildik. Türkiye altın ve toplam madalya sıralamasında 41. sırada yer aldı. 10 milyon nüfuslu Belarus bile bizden daha fazla sayıda madalya aldı.
Ev sahipliği için İstanbul’un da aday olduğu 2020 Olimpiyat Oyunları koronavirüs salgını nedeniyle 2021 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’da yapıldı. Türkiye olimpiyat oyunlarına 18 spor dalında 50 kadın, 57 erkek, toplam 107 sporcu ile katıldı. Yarışmalar bittiğinde Türkiye 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya kazandı. Türkiye altın madalya sıralamasında 35’inci, toplam madalya sıralamasında 28’inci oldu. Tokyo Olimpiyatları Türkiye’nin en çok madalya kazandığı olimpiyatlar olarak tarihe geçti; ancak istenen ve beklenen sonuç bu değildi. Nüfusu bizden çok daha az olan, genç nüfus problemi yaşayan ülkeler bizden daha fazla sayıda madalya aldılar. Mesela Hollanda; toplam 36 madalya. (10 altın, 12 gümüş, 14 bronz) Hırvatistan, Sırbistan, Slovenya, Gürcistan gibi ülkelerin altın madalyası bizden fazlaydı.
2024 Olimpiyat Oyunları Fransa’nın başkenti Paris’te yapıldı. 10 binden fazla sporcunun kıyasıya bir mücadelesine tanık olduk.
Türkiye 18 dalda 54 kadın, 58 erkek, toplam 102 sporcuyla gittiği Paris’ten yine hüsranla döndü. Kırk yıl sonra ilk defa olimpiyat oyunlarından altın madalya alamadık. Bir kere olsun bayrağımızı göndere çektirip İstiklâl marşımızı okutturamadık.
Sporcularımız 3 gümüş, 5 bronz olmak üzere toplam 8 madalya ile döndüler. Türkiye altın madalya sıralamasında 64. sırada, toplam madalya sıralamasında 44. sırada yer aldı.
Katıldığımız 18 spor dalının 13’ünde hiç madalya alamadık. İşte madalya aldığımız spor dalları!
Paris Olimpiyat Oyunlarına en çok sporcuyla katıldığımız atletizmde hiç madalya alamadık. 11 sporcuyla katıldığımız ata sporumuz güreşte sadece 2 bronz madalya alabildik. En çok güvendiğimiz kadın voleybol takımız dördüncü oldu.
Birçoğumuzun adını ilk defa duyduğu, haritada yerini bilmediği Botsvana, Saint Lucia, Dominika gibi ülkelerin altın madalya aldığı oyunlarda Türkiye’nin altın madalya alamaması nasıl izah edilir bilmiyorum.
Halbuki Türkiye’nin Olimpiyat tarihine baktığımızda çok önemli başarılar elde ettiğini görüyoruz.
1948’deLondra’da7.sıra,
1956’da Melbourne’de11.sıra,
1960’ta Roma’da 6.sıra,
1968’de Meksiko’da 17.sıra,
1996’da Atlanta’da 18.sıra
Türkiye dört yılda bir yapılan olimpiyat oyunlarına büyük önem vermekte ve aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi her olimpiyata 100’ün üzerinde sporcu kafilesiyle katılmaktadır. Fakat madalya sayısına baktığımızda ne yazık ki Türkiye’nin büyük hayallerle ve ümitlerle katıldığı Olimpiyat oyunlarında beklenen ve istenen başarıyı bir türlü yakalayamadığı görülmektedir.
Öncelikle aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi sporcu sayısında artış beklenirken azalma söz konusudur.
Büyüyen, gelişen ve “çağ atlayan” Türkiye’nin doğal olarak uluslararası bir organizasyonda önceki yıllara göre daha fazla sayıda sporcuyla temsil edilmesi ve daha fazla sayıda madalya alması beklenir.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında bulunan Türkiye neden madalya sıralamasında ilk 20 ülke arasında yer alamıyor?
Uluslararası geçerliliği olan 4-2-1 sistemi uygulanarak puanlama yapılarak, yani her altın madalya için 4 puan, her gümüş madalya için 2 puan, her bronz madalya için 1 puan verilerek elde edilen puanlar toplandığında Türkiye’nin olimpiyat puanlarını şu şekilde belirlemek mümkündür. Buna göre Türkiye’nin Olimpiyat başarı puanları şu şekildedir:
2012 Londra Olimpiyatları 7 puan
2016 Rio Olimpiyatları14 puan
2020 Tokyo Olimpiyatları21 puan
2024 Paris Olimpiyatları11 puan
Bu tablo şunu göstermektedir: 2024 Paris Olimpiyatları tüm Türkiye’ye ve Türkiye’yi sevenlere büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır.
Türkiye’nin Olimpiyat oyunlarındaki bu hayal kırıklığı, elbette konunun uzmanları ve yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından tartışılacaktır.
Türkiye’den daha küçük, daha az nüfusa sahip, kişi başına düşen milli geliri daha düşük olan ülkeler Türkiye’den daha çok madalya alıyorsa spor politikalarımızda bir yanlışlık var demektir.
Sporcularımızın kazanmayı ne kadar çok istediklerini ve canla başla nasıl mücadele ettiklerini ekranlarda gördük. Ben, sorunun sporcuda değil spor politikalarında ve spor yönetiminde olduğunu düşünenlerdenim.
Yapılan araştırmalara göre gelişmiş ülkelerde faal sporcu sayısı ülke nüfusunun % 3’ü ile % 7’si arasında değişiyor; dünya ortalaması % 2,5 civarındadır. Türkiye’de ise faal sporcu sayısı nüfusumuzun % 1’ini geçmiyor. Yani sporcu yetiştiremiyoruz.
Bunlar yıllardır yazılıp söyleniyor; ancak bir kere daha vurgulamakta fayda var. Yapılacak şeyler bellidir.
• Türkiye’de Federasyonlar işin ciddiyetine ve önemine uygun plan ve program yapmalı, spor kültürü yükseltilmeli, sporun tabana yayılması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
• Başta Gençlik ve Spor Bakanlığı olmak üzere spor bürokrasisi şapkasını önüne koyup bir kere daha düşünmeli ve yapısal bir takım değişikliklere gidilmelidir.
• Spor Liseleri, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları, kulüpler, antrenörler, hakemler sporla ilgisi olan herkes elini taşın altına koymalı ve üzerine düşeni yapmalıdır.
En önemlisi de çalışmak, çalışmak, çalışmak…
BAŞARININ ONDA DOKUZU TER, ONDA BIRI HÜNERDIR.
Aksi takdirde her dört yılda bir aynı hüsranı yaşar, ekran karşısında diğer ülkelerin sporcularını izleyerek teselli bulmaya çalışırız.